Mart Ayı kapıdan baktırdı, uzun zamandır beklediğim sevindirici haber geldi: “HEVESİ KURSAĞINDA KALANLAR KULÜBÜ” adlı oyunum Edebi Kurul’dan geçti, Devlet Tiyatroları repertuvar havuzuna alındı. On beş uçuk karakter, otuz şarkı. Danslı- eğlenceli, sataşmalı-gülmeceli, emekli-yemekli, iki perdeli günümüzden bir müzikal komedi. Umarım bir gün sahnelerde görmek de kısmet olur, etli-kemikli. Yani...
Ali Rıza Navruz ^^ Kırılan dalın türküsünü yazmanın zorluğunu sizlere anlatmak için söz bulamazdım bir zamanlar. Bu türkünün adı şiirdi… Yazarının adı da şair! Derdim ki: Şair olunmaz be agaaaam, düşmeden şu yüreğe onca oruçsuz ateş! Nasıl bir laftır bu, dediğinizi duyuyorum sanki şu an… Bu da böyle bir laf...
Hocam gelmiş bana vaaz veriyor Ben dinsiz değilim dini bilirim O hakkın sırrına eren eriyor Şeytanı periyi cini bilirim E insan insandan kaçar bıkınca Geriye ne kalır gönül yıkınca Bak ortaya cahilliği çıkınca Cahilin güttüğü kini bilirim Siz çorak tarlada ekin derenler Bana bol keseden akıl verenler Ben sadece şiir...
Çocuk çoban,bıyığı terlememiş daha Sabah,Horozlarla kalkar Akşam,nasıl yattığını bilmez. Yıkık okuldan bulduğu kitaplarla Dağ,bayır,okumayı çözer Savaşları okur. Salgın ölümleri okur Diktatörleri okur Atatürk’ölümünü de Din kitaplarından NUH’u İSA’yı,MUSA’yı,MUHAMMED’İ Okudukça,Tanımak ister Tanrıyı MUSA gibi bir çalılığa gelir Bağırır..TANRI !!RAB!!! ALLAH Neden bu savaşlar ve ölümler ?? Neden bu zenginlikler ve yoksullukla...
MƏZARİ ŞƏHİD Ah, necə üzümə kədərlə baxır, Şəhid məzarıyla dolu xiyaban. Hər yandan yarımçıq xatirə axır, Cənnətin daş olmuş yolu xiyaban. Burda təbəssümdən libas geyib qəm, Burda məhəbbətin dadı başqadır. Burda iki yerə bölünüb aləm, Burda məhəbbətin adı daşdadır. Daşlardan üzümə boylanan gözlər, Vətən sevgisiylə necə də toxdur. Yarımçıq arzular,...
Tam uykuya dalmıştım ki, yatağından fırlayan, kardeşim kalkıp gece lambasını yaktı.Etrafı aydınlatan kırmızı ışık gözlerimi kamaştırmıştı. Elimi alnıma koyup bakabildiğimde,karşımdaki dolabın yanında buldum onu. Kulağını duvara yaslamıştı ve hiç kıpırdamadan, nesöylediklerini dinliyordu. Bir süre sonra bana doğru dönüp “Bak konuşuyorlar işte.” dedi.“Hem de heykel konuşuyor!”Onu kafasına taktığını biliyordum. Haksızda sayılmazdı....