MARTI İLE DENİZİN SEVDASI Mehmet YETEK Uzaktan severdi Martı Denizi Sarılıp, öpemezdi… Lugatında; Buruk merhabalar Kırık kalpler vardı Boğazına düğümlenen kelimeler Elvedayla biten sözler Vardı Denizin… Deniz bilmezdj sevmeyi, Anlamazdı sevgiyi Her daim ayrılıklara merhaba demişti deniz Ona sevmek,sevilmek çok uzaktı…. Dokunamazdı Deniz Birinin yüreğine, Tebessümlerini gizlerdi her zaman...
HİZMETÇİ İZLİYOR FREIDA McFADDEN 360 SAYFA En karanlık sırlarımı arkamda bıraktığımı sanıyordum. Fakat bu sakin banliyö sokağı, şimdiye kadar bulunduğum en tehlikeli yer olabilir miydi? Millie’nin hikayesi serinin üçüncü kitabı ile devam ediyor. İlk kitabı pek sevmemiş, tahmin edilebilir bulmuştum. Seri ilerledikçe bence yazarın kalemi de daha okunur hale geldi....
Her şey hızla yok oluyor! Hayat, yaşandığı anda mazide yerini alan anılara dönüşüyor. Yaşadığımız her an, bir daha üstünde düzeltme yapamayacağımız bir duruma dönüyor. Ne yaşadığımızı geri alabiliyoruz, Ne söylediğimiz sözleri… Ne geçmişe sözümüz geçiyor, Ne de geleceğe… Yaşadığımız kötü bir hatırayı tamamen unutalım desek Mümkün değil! Hatırlatan bir şeyler...
ERDAL ÖZ 135 SAYFA “Burada ölen yalnızca bedenimdir; ki zaten ölümlüydü, ölecekti. Ama düşüncemi öldüremeyeceksiniz. Düşüncem yaşayacak. 6 Mayıs 1972. Bundan tam 53 yıl önce ölüm cezasıyla yargılanıp asılan üç devrimci gencin, üç fidanın Deniz GEZMİŞ, Yusuf ASLAN ve Hüseyin İNAN’ın hikayesi. Deniz’lerle aynı cezaevinde yatan sayın Erdal Öz’ün gizlice...
Mor salkımlı bahçe gidişinle yok oldu Her dalında bir hatıra taşıyan o renkli düşler Şimdi karanlığımın içinde kayboldu Kokunla dolan rüzgârmış Artık yalnızca sessizliği getiriyor bana O bahçe bir zamanlar cennetim olmuştu Ama şimdi kurumuş dalların gölgesinde Kendimi kaybediyorum Mor salkımlar Seninle konuşan birer yankıydı Ama sen gittin Ve...
Camdan dışarı bakıyorum sessizce, Yağmur damlaları yarışıyor birbiriyle, Bir kuş konuyor ıslak dallara, Sanki bana anlatıyor derdini. *** Gökyüzü yorgun, bulutlar ağlamaklı, Sokak lambaları titriyor karanlıkta, Bir çocuk geçiyor elinde eski bir top, Gözlerindeki umut ısıtıyor içimi. *** Rüzgâr dokunuyor buğulu cama, Bir an siliniyor kendi yüzüm, Geçmişle bugün karışıyor...