Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Çok Bulutlu
25°C
İstanbul
25°C
Çok Bulutlu
Perşembe Az Bulutlu
27°C
Cuma Hafif Yağmurlu
23°C
Cumartesi Az Bulutlu
20°C
Pazar Parçalı Bulutlu
21°C

UÇAN ÇOCUKLUK

UÇAN ÇOCUKLUK
25 Nisan 2022 11:25
461
A+
A-

Takvimler onu, on yaşını birkaç ay geçmiş diye gösteriyordu. İki çocuklu bir ailenin küçük oğluydu. O yıl ilkokul dördüncü sınıfa devam ediyordu. Güneyde, turistik bir kasabada oturuyorlardı. Kara kış olmasına rağmen hava güzeldi. Annesi, babası ve yılbaşı tatili dolayısıyla İstanbul’dan gelen teyzesiyle birlikte iskeleye doğru gezintiye çıktılar.

Üzerinde bordo, mavi ve siyah renklerin hâkim olduğu şık bir kaban vardı. Sol omzunda asılı duran yan çantası, sağ koltuğunun altındaydı. Kendisine çok yakışan kumral saçları kulaklarının alt hizasına kadar uzamış, zülüfleri alnına dökülmüştü. O güzel bir çocuktu.

İskelenin girişinde balon meraklısı çocukları bekleyen balon satıcısı her zamanki yerindeydi. Kim bilir kaç kez ondan uçan balon satın almışlardı. Kırmızı beyaz ay yıldızlısı, Bordo mavi Trabzonsporlusu, kocaman kırmızı bir kalp şeklinde olanı, çizgi film karakterleri vesaire.

“Hadi istediğin balonu kendin seç,” diyerek babası eline bir miktar para sıkıştırdı. Hayret, ne “Oleeey!” vardı ne “Yaşasın!” Tam tersine isteksiz görünüyordu. Önce elindeki paraya, ardından balon satıcısının elindeki uçuşan balonlara, en sonunda da babasına baktı. Babasının, elinde balonuyla onun fotoğrafını çekmeye hazırlandığını görünce, parasını verip bir “Şakacı Şirin” balonu satın aldı. Sonra sağ elinde tuttuğu balonuyla gülümseyerek babasına poz verdi.

Başının üzerinde uçuşan Şakacı Şirin balonuyla yürüyüş yolu boyunca yürüdüler. Etrafta, ortalarına aldıkları bebek arabasıyla yürüyüş yapan aileler, korsan temalı turistik gezi teknelerinin aralarında balık tutmaya çalışan oltacılar, eşofmanını veya taytını giymiş, kulaklığını takmış güya spor yapan gençler vardı.

Taze sıkma meyve suyu, kestane ve süt mısır satılan arabaların önünden geçip, otantik figürlü arabasında pamuk şeker yapan satıcının önünde durdular. “En büyük boy pamuk şeker lütfen!” Pamuk şeker yapan amca camekânın köşesinden bir Osmanlı fesi alıp onun başına kondurduktan sonra pamuk şekeri yapmaya koyuldu. Demek çocuklu turist ailelere böyle yapıyordu.

Elinde şakacı şirin balonu, başında bordo renkli Osmanlı fesi, diğer elinde kocaman bir pamuk şeker ile babasına bir kere daha poz verdikten sonra “Baba, izin verirsen uçan balonumu gökyüzüne bırakmak istiyorum. Bundan sonra da bana uçan balon almayın. Ben artık büyüdüm,” dedi. Teyzesinin ve annesinin de iznini aldıktan sonra şakacı şirinin ipini yavaşça elinden bıraktı. Bir kaç dakika boyunca hep beraber şehrin semalarına doğru yükselen balonun peşinden sevgiyle baktılar.

Delikanlı, büyük boy pembe renkli pamuk şekerinden kopardığı kocaman bir parçayı, parmaklarının ucuyla büzüştürüp ağzına atarken uçan balonu çoktan unutmuştu. Annesiyle teyzesi de kendi aralarında sohbete dalmışlardı. Ama babası ise hala uçan balonun peşinden bakıyordu.

Bazılarının inandığı gibi, ölen insanların ruhları gökyüzüne yükselir mi bilinmez. Ama o gün şakacı şirin balonu ile birlikte evdeki son “Çocukluk” gökyüzüne doğru yükselip gitmişti. Her şeyin bir mevsimi vardı. Ve o kısacık mevsim göz açıp kapayana kadar geçiveriyordu. Artık cebindeki son parasıyla çocuklarına balon alması gerekmeyecekti. Daha da önemlisi, cebinde parası olmadığı için balon satıcısının uzağından geçip gitmeye çalışmayacaktı. Ama geçmişte “Satın alamadığı” balonları da asla unutmayacaktı.

“Çocuklar üzülmesin, babalar balon da alabilsinler.” Sevgilerimle…

Necati KÜÇÜK

( Az Efe )

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.