Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
15°C
İstanbul
15°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Yağmurlu
18°C
Pazartesi Az Bulutlu
18°C
Salı Yağmurlu
14°C
Çarşamba Çok Bulutlu
12°C

TAVAN ARASINDAKİ BUDA

TAVAN ARASINDAKİ BUDA
13 Temmuz 2024 13:23
91
A+
A-

TAVAN ARASINDAKİ BUDA

JULIE OTSUKA

157 SAYFA

📖“Burası Amerika, diyecektik kendimize, endişelenmeye gerek yok. Ve yanılmış olacaktık.”

🎎1900’lü yılların başında bir grup Japon genç kızın Amerika’ya yaptıkları umut yolculuğunun hikayesini okuduk sevgili Bahar ile. Hüzün dolu, yürek burkan bir hikayeydi bu Amerikan rüyası.

⛴️Bir kaç mektup aldıkları, sadece bir fotoğrafını gördükleri genç adamların “gelini” olmak için çıktıkları yolculukta geride pek çok şey bırakmıştı bu genç kızlar. Ülkelerini, ailelerini, yaşadıkları yoksulluğu, belki bir daha hiç göremeyecekleri evlatlarını, sofralarındaki tek yiyecek olan pirinç lapasını. Geldikleri yabancı topraklarda zor hayatlarını geride bırakacak, evlerinin hanımı olacak, yakışıklı ve genç eşleri ile mutlu bir hayata merhaba diyeceklerdi. Kimbilir geride kalanlara yardım bile ederlerdi bir süre sonra. Ne de olsa çalışkandı eşleri. Tertemiz evlerde, huzur içinde yaşayacak, arkada bıraktıkları geçmişlerini sileceklerdi zamanla…

🎎 Ama öyle olmadı hiçbir şey. Uzun gemi yolculuğu sonrası ilk şoku limanda yaşadılar. Onları karşılayan eşlerin fotoğraflarla, yazdıkları mektuplarda anlattıkları hayatlarla hiç alakası yoktu. Evlerinin hanımları olamayacaktı hiçbiri. Tarlalarda çalıştılar nefes almamacasına, beyaz tenli insanların evlerinde hizmetçilik yaptılar, kimi zaman başlarında bir çatı olmadan bahçelerde uyudular. Çocukları oldu zamanla. Aldatıldılar, şiddet gördüler, kimisi sevilmedi hiç.

🎎Yıkılan hayalleri, kırılan kalpleri, evlilikleri, çocukları, tamamen farklı bir kültüre alışma çabaları, hiçbir yere ait olamamaları, pişmanlıkları. Onlarca genç kadının dram dolu hikayesi.

♨️Veee tüm bu zorukların ardından patlak veren 2. Dünya Savaşı. Komşuları, arkadaşları tarafından dışlanıp, hain ilan edilişleri. Ardından aileleri ile birlikte yeni bir sürgüne yol alışları.

🎎Anlatıcımız kısa cümlelerle onlarca kadının duygu ve düşüncelerine tercüman olmuş kitapta; ki bu anlatımı çok sevdim. Kolay ve akıcı bir okuma sağladı bana. Kitap boyunca Japon kadınların dilinden anlatılan olaylar son bölümde Amerikalıların gözüyle sunulmuş bize. Japon gelenekleri, kültür çatışması, ırkçılık ve elbette savaşın acı yüzü birazda şiirsel bir anlatımla kaleme alınmış. Severek okuduğum bir eser oldu. Eşlik ettiği ve tavsiyesi için Bahar’a kocaman teşekkürler yolluyorum 💕💕

📖Korkarım ruhum öldü benim.

📖Artık kiminle konuşsam kendime, “Bu insan bana ihanet eder mi?” diye sormak zorundayım.

📖Ardından seyahat sınırlamaları geldi- bizim soyumuzdan olan kimse evinden sekiz kilometreden fazla uzaklaşamayacaktı- ve akşam sekizden sonra sokağa çıkma yasağı geldi. Normalde çoğumuz gece insanı olmadığımız halde hayatımızda ilk defa geceleri yürüyüş yapmayı arzular olduk.

📖Savaşta kimse kazanmaz. Herkes kaybeder…

📖Genellikle bizden utandılar. Sarkık hasır şapkalarımızdan, eski püskü giysilerimizden. Aksanımızdan… Çatlak, nasırlı avuçlarımızdan. Seneler boyu güneş altında şeftali toplamaktan, üzüm fidesi dikmekten kararmış, derin çizgilerle dolu yüzlerimizden utandılar.

📖Kocalarımızı ilk gördüğümüzde onları kesinlikle tanıyamayacağımızı bilmiyorduk. Bize gönderilen fotoğrafların yirmi yıl önce çekildiğini bilmiyorduk. Bize yazılan mektupların kocalarımız değil, mesleği yalan söyleyip gönülleri fethetmek olan, güzel el yazılı kişiler tarafından yazıldığını bilmiyorduk. Suyun ötesinden isimlerimizle bize seslenildiğini ilk duyduğumuzda birimizin eliyle gözlerini kapatıp arkasını döneceğini ama diğerlerimizin başlarımızı öne eğip kimonolarımızın eteğini düzelterek sakin ve ılık güne adım atacağını bilmiyorduk. Burası Amerika, diyecektik kendimize, endişelenmeye gerek yok. Ve yanılmış olacaktık.

LÜTFEN KİTAP OKUYALIM!!!

Arzu ORTAÖREN

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.