Suyun okyanus ve denizlerden atmosfere, atmosferden yeryüzüne ve yeniden deniz ve okyanuslara ulaşmasına kısaca “Su Döngüsü” denir. Suyun en saf ve temiz hali herhalde denizlerden atmosfere doğru yükselirken yaptığı yolculuktur. Beraberinde tuzlarını bile götürmez. Ama suyun yeryüzüne ve denizlere geri dönüşü bu kadar masum ve romantik değildir.
Önce bulutlar gökyüzünde toplanmaya başlar. Derken güneş bulutların arkasında kaybolur. Hava serinler. Gittikçe birbirlerine yaklaşan bulutların renkleri de koyulaşır. Gri bulutlar önce laciverte ardından siyaha dönüşür ve birbirleriyle çarpışmaya başlarlar. Her çarpışmada şimşekler çakar, gök gürler ve derken bardaktan boşanırcasına bir yağmur başlar. Eğer yağmurun yağdığı topraklarda otlar, bitkiler, ağaçlar hatta ormanlar varsa sorun yoktur. Bütün nebatat ve hayvanat bayram eder.
Ama yağmur damlaları bir ormana değil de çorak bir toprağa düşüyorsa orada işler pek iyi gitmez. Çorak toprağın bir kısmını da yanına alan yağmur suları küçük yarıklardan aşağı doğru akıp dereleri oluştururlar. Bu dereler yol boyunca başka derelerle birleşerek çayları, çaylar diğer çaylarla birleşerek ırmakları meydana getirirler. Yer çekiminin de etkisiyle gittikçe çoğalan ve güçlenen çamurlu sular önlerine çıkan her türlü atık, çör çöp ve pisliği de alarak denize doğru akarlar.
Irmak ne kadar büyük, sel ne kadar azgın olursa olsun deniz onu kabul etmek zorundadır. Çünkü daha ötesi yoktur. Kabul eder etmesine ama benimsemez. İçinde bol miktarda atık, çör çöp ve pislik bulunan bu kirli suları elinden geldiği kadar kenarlarda tutmaya çalışır. Hatta bir süre sonra suyun içerisindeki katı atıkları ve yabancı maddeleri sahile çıkarıp bırakır. Sonra da kendisine karışan bulanık suları hazmetmeye, temizlemeye girişir. Yağmur kesilip güneş tekrar yüzünü gösterdiğinde denizin suları da eskiden olduğu gibi berrak ve mavidir.
Ruhlarımız da böyledir. İçerisinde her türlü atık, çör çöp ve pislik bulunan çamurlu sel suları kötülüğü, berrak, masmavi deniz suları da sevgiyi temsil eder. Sevgimiz ne kadar büyük ve güçlü olursa, kötülüğü yenmesi de o kadar kolay ve çabuk olur.
Yağmurun yağmasına engel olamayız. Ama çevremizi ve doğayı temiz tutarsak, yağmurlar nebatatın, hayvanatın ve insanlığın üzerine bereket olarak yağar. O zaman tepelerden aşağıya kirli sel suları değil sevgi akar. Dereler çaylara, çaylar da ırmaklara sevgi taşır. Denizler, göller ve gönüller sevgiyle dolar. Ne demişler? Sevgi, sevgiyle çoğalır. Sevgiyle kalın. Mutlu Bayramlar. Sevgilerimle.
Necati KÜÇÜK
( Az Efe )