Altmışlı yıllardı. Gördes ilçesi kırsalında yaşıyorduk. Bahar aylarında babamız pazardan döndüğünde heybesinden tahin helvası yerine birkaç kilo domates çıkardı. Pazara her gidişinde iki somun ekmekle birlikte yarım kilo tahin helvası satın alarak çocuklarını sevindirmeyi adet haline getirmiş olan babamız, ilk turfanda sebzeler ilçemize ulaştığında bu sefer de birkaç kilo domates alarak bizleri sevindirirdi. O yıllarda açık bahçe ve tarla sebzelerinden altı, sekiz hafta kadar önce sera sebzeleri yetişir, manav raflarında ve pazar tezgâhlarındaki yerini alırdı. En çok üretilip satılan sebze ise pek çok kullanım alanı olan domatesti.
İkinci sıradaki salatalık ise pazar tezgâhlarından önce üç tekerlekli seyyar sebze arabalarının üzerinde görünürdü. Arabasının üzerine dizdiği salatalıkları açık havada güneşten buruşmasınlar diye ikide birde aynı su ile ıslatan satıcı, meyve soyacağı ile hızlıca soyduğu salatalıkları bıçakla ortasından ikiye yardıktan sonra üzerine tuz ekerek arzu edenlere tek tek satardı. Turfanda salatalık, o günlerin en çok tercih edilen ayaküstü atıştırmalığı idi.
Bahar aylarında tarla ve bahçe sebzelerinden birkaç hafta önce çıkan sera sebzelerine ilk turfanda, güz aylarında tarla ve bahçe sebzeleri kuruduktan sonra çıkan sera sebzelerine de son turfanda denirdi. Daha sonra uzun kış ayları boyunca pazarlarda ve manavlarda yaz sebzeleri bulunmazdı. Sıradan bir domates salatası bile kış boyunca gözümüzde tüterdi.
Ancak değişen ve gelişen teknolojiler sayesinde önce turfanda sezonları uzadı daha sonra da “Pazar yerine kırağı yağmaz” sözünü doğrularcasına yıl boyunca yaz sebzeleri yetiştirilip satılmaya başlandı. Yıl on iki ay her türlü meyve ve sebzeyi tezgâhlarda görmeye alışan insanlar turfanda sözünü neredeyse unutup gittiler.
Başta muz, ananas, avokado ve kivi gibi pek çok tropikal bitki ve meyve uzun bir süredir güney illerimizde zaten yetiştirilmekteydi. Zamanla değişen ve gelişen teknolojiler sayesinde topraksız tarımdan tutun da özel iklimlendirmeli seralarda daha önce adlarını bile duymadığımız bitkiler, sebze ve meyveler yetiştirilmeye başlandı. Birkaç gün önce bir yakınımızı ziyaret etmek için gittiğimiz Silifke’de, genellikle sağlık ve kozmetik sektöründe kullanılan Aloe Vera serası ile Papaya, Pitaya ve Mango seralarını gezip görme fırsatı bulduk. Ülkemizde Ejder Meyvesi olarak da bilinen Pitaya artık saray menülerinde bile yer almaya başladı. Ancak Ejder Meyvesi ve Avokado gibi az bulunan bazı meyveler genellikle tane ile satılıyor ve bir fakirin sofrasına giremeyecek kadar da pahalı.
Haneleriniz bolluk, sofralarınız bereketli olsun. Sevgilerimle…
Necati KüçüK
( Az Efe )