FİYAKA
BALON:
Soyut bir güz gibi anlatacağım bugün sana her şeyi
Balonlar uçuran sözlere inat,
Umutsuzlukla şişireceğim yarını,
Süsleyeceğim felçli bir eylülle seni
Ki yağsın gök, püskül saçak.
Takılsın yedi renk
Şarlatan eleğimsağmalar arasından
Saçlarımın ağına.
İSKELET:
Kanserli bir divitle
Miyop şiirler düştü arzın yüzüne.
Yekpare ve cüce…
Kösele surat; dikişsiz ve ince…
Bir iskelet ne kadar havalı olabilirse işte o kadar:
Hepsi bende tüm çirkin sıfatların;
Bendeyse de her ne kadar,
En güzeli çığlıkların.
SONAT:
Çalgısı kulağa değmeyen sonatlar dilimde,
Koşturadursun Weber içten içe içimde.
Balo, vals; almış başını gidiyor kumsal.
Oltama birazdan takılacak , eminim!
Çekik gözlü bir Malezya balığı.
Masal:
Yine döneceğim şark nağmesine,
Bir kamıştan, azade bir sen içeceğim.
Misal:
Eldivenli bir yengeç eşlik edecek bana.
Ellerine döküleceğim.
Gözlerini denize,
Elbise diye giydireceğim;
El birliğiyle boşaltarak saatin zembereğini,
Yelkovan ve akrebini.
Utancın düşmeyecek bir daha zamana.
KÖR BERBER:
Deniz aşıka verir ,gece yarısını epeyce geçkin,
Aşık da denize özünü.
Ondandır dalgalı her ikisi de ve seçkin.
Gaddar gün ışımadan daha
Uğrar kör bir berber
Küreksiz kayığıyla gök dalgasına
Ve keser saçlarını hayallerin bihaber;
Değmeyin makasın fiyakasına.
BENDEN BU KADAR
Korna çala çala uzaklaşır cırcır böcekleri
Sirenine asılır bir şimendiferin baykuşlar
Yarasa çığlığı bir düdük,
Sağırlıkta zirve yapmış ayrılıklar.
Yetim gözyaşları damlar, ölü aşık bakışlarından
Çınlar şimşekten mısralar,
En umarsız ağıtlar;
Vakit sabah, benden bu kadar.
YUSUF GÖKBAKAN