DEYİR

Tan yeri ağarıyor, etrafta insanın içini serinleten bir hava oluşturuyordu. Kaldırımın kenarında uyuklayan, belediyenin kulağına taktığı yeşil küpeli, sarı köpek iki patisini öne doğru gererek, beraberinde kocaman ağzını sonuna kadar açıp esniyordu. Sararmış dişlerinin arasından uzun dili dışarı sarkmış gecenin ağırlığını üstünden atmaya çalışıyordu. Kaldırımın karşı tarafındaki beyaz benekli siyah...

Güzel bir kasaba’da kendi halinde yaşayan cihan ve ailesi.. Kendi hallerin’de hayata,, tutunmaya çalırlar.. Cihan’ın ilk okul’dan bir arkadaşı vardı.. Araları çok iyi olmasada anlaşırdı”lar henüz ikiside çocuk yaştaydı”lar Haluk’la yanlız dişarda okul’da oynar, vakit gecirirlerdi.. Herikisininde dersleri, çok güzeldi.. Aileler, ilgiliydi, arasıra yolda rastlaşırlardı.. Birgün yine günlerden bir gün...

Ali Rıza Navruz ^^ Kırılan dalın türküsünü yazmanın zorluğunu sizlere anlatmak için söz bulamazdım bir zamanlar. Bu türkünün adı şiirdi… Yazarının adı da şair! Derdim ki: Şair olunmaz be agaaaam, düşmeden şu yüreğe onca oruçsuz ateş! Nasıl bir laftır bu, dediğinizi duyuyorum sanki şu an… Bu da böyle bir laf...

https://www.youtube.com/watch?v=3YaHJffYL-s

İnan senin de bunlardan Kalır yanın yok Ramazan İpe serilen unlardan Zaten sende çok Ramazan Bahçede yetişmiş elma Sen sen ol izinsiz alma Tatlı su solcusu olma Biraz ilim kok Ramazan Yenge bunu hemen ever Beleş sakız bulsa gever Tabi ucuzu pek sever Şok geçirdi şok Ramazan Deveye her zaman...

“KUŞLARA FAZLA İMRENME DEDİ” MECZUP (“Kuşlara fazla imrenme dedi” MeczupUçmanın çoğu çırpınmaktır. ) Peki ya kanadı kırık gelmişse dünyaya!Ya çırpındıkça acı çekiyorsa!Ya ne yaparsa yapsın özgürlüğe ulaşamıyorsa!Ya düşene bir tekme de ben vurayım dünyasıysa!Sen doğarken bu coğrafyayaBir sıfır yenik gelmişsin zaten dünyaya!Boşuna da kendinle savaşmaVuran her şekilde vuruyor, sanaKaderimidir bu...