Eski bir sokaktaydım şimdi. Köşedeki ahşap, iki katlı, mavi boyalı evin yanındaki harap bina, kırılan umutlarım gibi ayakta durmaya çalışıyordu. Biraz ilerledim ayaklarım beni oraya sürüklüyordu sanki. Gitmek istediğimden emin değildim ama itiraz da edemiyordum. Önünden şöyle bir geçerim diye düşünürken kapının önüne gelmiştim bile. Baktım, kapı aralıktı. Tokmağından tutup...
Aşktan öteydi dostluğumuz. Kimi geceler sadece sesini duymak için arardım. Onu kıskanmakla onu koruduğumu sanıyordum. Sanki ona her şey yasaktı. Ne zaman onunla bir yere gitsem, kimsenin onunla ilgilenmesini istemiyordum. Yıllardır tanıdığı arkadaşlarıyla bile konuşmasına tahammül edemez olmuştum. Oysa hata yapıyordum ve bunu bilemiyordum. Böyle davranmakla yanıldım çünkü ben...
İnsanın Türeyiş ve Yayılış Öyküsü İÇİNDEKİLER İnternette Verno Kitap sitesinde ve diğer online satış noktalarında okurlara sunulmaktadır. İsteyen kitapçıların raflarında da sunulacaktır. Mevlüt GEYİKOĞLU
Dün yine sararmış… Resimleri mektupları karıştırdım.. Dünlerden anılarla mutlu olurum diye.. Nasıl özlem hasret vardı içinde.. Hasret yelkenleri aldı beni ben bende kendimde kayboldum… Hani hep vefasızım hep kendim içindi yaşamıştım… Ben bunca anılardan sonra gelgörki, hâlâ yaşıyormuyum..? Neçok hasret göndermişsin bana bir pul parasına.. Bunca hasrete hangi yürek hâlâ...
Sonu olmayan sevdanın ateşinde yana, yana Yüzüme kapandı kapı, hiç yüz verilmedi bana Vefasızın birisine gönül verdim koştum ona Aşkın çöl sıcaklığında kurudu gitti gençliğim * Esiyordu o günlerde başımda ki sam yelleri Ne bir yâri sevebildim ne tutabildim elleri Hayallerime doldurdum, ve yaşattım güzelleri Hep kurduğum hayallerde var idi...