İnsanın yolculuk yapması içinde bulunduğu anın, eylemin, durumun hallerinden gerek uzaklaşarak gerekse yakınlaşarak kendini bulabilmesi ivmesidir.
İnsan bazen öyle bir hal alır ki kendini hep karanlığın yolculuğu içinde hisseder. oysaki kendine doğru yolculuk yaparsa karanlığın sonundaki aydınlığının olduğunu farkında olur. Karanlığın içindeki aydınlığın kendisini feraha vardığının hoşnutluğu ile mutlu hisseder hep.
Asıl sevginin kişinin kendisine gösterdiği sevgidir. insan kendini sever, kendine değer verirse çemberdeki diğer insanlar da değer ve kıymetin varlığına sahip olur. Tüm yollar insansın kendisinde geçmektedir. Alimlerden Râgıp Isfahânî’nin şu sözü manidardır bu yolda: “Bir yerlere varmak için önce kendine uğramalı insan. İnsanın gideceği bütün yollar kendinden geçer.” ve Mevlâna’ın da : “insan bir cevheredir, işlenirse mücevvher olur.” demesi yolculuğun başında da sonunda her şeyin insanoğlunun pençesinde sırdır.
Yolumuzda olan dikenlerin bile nasıl gül bahçesine dönüştüğünün farkındalığı yaratıyor. Paulo Coelho, Tolstoy, Şükrü Erbaş ve Necip Fazıl Kısakürek ‘in ve daha birçok ilim yüklü bilimcilerin kapılarını çalarak tecrübe ile sabit anlatılıyor.
Kitabın sonundaki otobiyografi ise geçmişten günümüze umudun kapısını anlatarak anıları ölümsüzleştirmesi ayrıca mutluluk katıyor hayatın anlamına.
Yazarın tüm kitaplarında gördüğüm samimiyet takdire şayandır. Kendisini bu yolculuta takdir eder başarılarının devamını dilerim.
Dostoyevski’ye: “Ne zaman insan oluruz?” diye sormuşlar
Dostoyevski: “Aynı fikirde olmamanın düşman olmak anlamına gelmediği zaman. Bir fikir ayrılığına rağmen karşındaki kişiye saygı duyabiliyorsan, işte o zaman insan olmuşsun demektir.”
“Yaşadığın yeri cennet yapmadığın müddetçe kaçtığın her yer cehennemdir.”
“Sevmek, seveni sevdiğine ulaştıran yüce bir duygudur. O öyle bir duygu ki paylaşıldıkça azalmaz. Aksine yaşandıkça çoğalır. Onu yaşayan için bitip tükenmek bilmeyen bir hazinedir. Onun yokluğu insanı acı verir, hayatı anlamsızlaştırır.”
“…. acıları bir misafir gibi gör. Nasıl ki misafir günü gelince giderse acıları da öyledir. Zamanı geldiğinde geçen günlere karışır ve gider. Giderken sana hediyesini bırakır da gider.
” Bazen öyle diplomalı insanlar görüyorum ki, içimden bu kadar cehalet ancak eğitimle mümkündür diyesim geliyor.”