Değer bilmez kıymet bilmez Çelme takar hiç durmadan Sevgi nedir gönül bilmez Hep uğraşır bak durmadan . Doğduğum yer hep hor bakar Engel çıkar kafa takar Benzin düküp diri yakar Kanayan yaram sarmadan . Engel çıkarır yoluma Kilitler vurur dilime Düğümlenir hep kelime Hali vakti hiç sormadan . Nasıl birşey...
“İki çocuklu dört kişilik bir aile ve bahçesinde salıncak kurulu dut ağacına sarılmış kollarıyla üzüm asması olan ahşaptan iki katlı köy evi. Henüz beş yaşında annemizin bizi terk edeceğini bilmeden mutlu mutlu sallanırdık üç yaşındaki kardeşim ve ben” Bu sözler, telefonun öbür ucunda, abi yurt çocuklarının dertlerini, yaşadıklarını ve çile...
19. asrın başlarına kadar aydının kaderi ya padişahın ya da kralın elindedir. Namık Kemaller, Tevfik Fikretler, M. Akifler, Nazımlar ve Kemal Tahirlerin başında ya hapishane kuşu konmuştur ya da sürgün… On dokuzuncu asrın sonunda Avrupa’da kralların nüfuzu; yazarların kolektif mücadeleleri sonucunda yavaş yavaş azalırsa da ülkemizde hala devam etmektedir. Halbuki...