Şehirlerarası ilk otobüs yolculuğumu yetmişli yılların başlarında yapmıştım. Sıcaktan bunalan yolculara alüminyum kapaklı cam şişelerde Topçam Madran suyu veriliyordu. İki saati geçen mesafelerde yol üzerindeki bir tesiste on dakika ihtiyaç molası verilirdi. Otobüs mola yerine yanaşırken muavin “Otobüsümüz falanca dinlenme tesislerinde on dakika ihtiyaç molası vermiştir. Çaylar şirketimizdendir” diye anons...
Her milletin kendine göre bir tarihi vardır. Ama uşaklığını meslek edinenlerin tarihi yoktur. Çünkü tarih onları yaşamamış saymaktadır. Bizde her türlü üretim tarihi sona erdi. Bilinen o ki bizde üretimin sona ermesiyle gök sağır, toprak düşman ve biz de zavallı olduk. Üretmeden tüketmek zavallı olmanın hazin bir ifadesi olurken, yok...
Bende ki seni anlatsaydım kitap olurdu belki de, Tıpkı bir sevda hikâyesi gibi sürükleyen her kelimesinde. Aşk ile baktığımsın sen şiir gözlüm ayrılığı fısıldayamam ki kalbine, Uyanamam bir başkası ile evliliğin ertesine. Yine de sevdim seni mesafeler engel olsa bile, Küllensin istemedim bu sevgi devam etsin eğer sen de kabul...
Merhaba yasaklı sevdam Bir eşkıyanın geldiği kaçak yollardan geldim sana Issız karanlık gecelerden Cebimdeki sana yasaklı kelimelerden Ay ışıdığında yaktığım sigaramın dumanından Kaçak yollardan geldim sana… Merhaba yasaklı sevdam Sana senden çok uzaklardan geldim Sen hayatının baharında bir fidan Ben ise yolunu aşmış bir çınar Seni yasaklı sevdim kanunda olmamasına...
Titreyen ellerim, dönmeye başlayan başım, dökülmek için bekleyen yaşlarım ve içime sinen korku ile geldiğini anlamak zor olmuyor. Her sabah, her akşam, yemek yerken hatta ve hatta uyurken bile geliyor. Birazdan karanlığın içinden çıkacak, aynı alaycı gülüşle bana bakacak, benimle dalga geçecek ve benim bu halimden zevk alarak beni izleyecek....