Hayat bazen insanın önüne iki pencere açar. Biri geçmişe, kaybolmuş seslere, eski şehirlerin taş kokusuna; diğeri zamana, hastane koridorlarının sessizliğine, monitörlerin tek düze ışığına. Son günlerde ben tam o iki pencerenin arasında oturdum, hem ruhumla hem bedenimle. Bir yanım eski defterlerin sayfalarına dokunuyor, Göktürk harflerini çözmeye çalışıyor, geçmişin hafif rüzgarını...