Kimsenin İnanmadığı Masal, duvarlarla çevrili ve onların dışında kalanların payına çorak toprakların düştüğü bir şehirde var olmaya çalışan bir tiyatronun hikâyesi. Kimsenin uğramadığı hatta sokağından bile geçmediği bir yerde kalmıştır Masal Tiyatrosu. Ta ki Ona inanan bir grup insanın tiyatronun posta kutusunda yıllar önce yazılmış ama hiç oynanmış bir tiyatro oyununu bulmalarına kadar. Bu oyunla birlikte Masal Tiyatrosu, betonların arasında açan çiçekler misali perdelerini açmak için uğraşır.
Roman türünde yazdığım eserimin amacı, değişen dünya düzeninde duygularımızı nasıl unuttuğumuzu anlatmaktır. Bunu anlatırken devasa siteleri bir metafor olarak kullanarak distopik bir alan oluşturuyorum. Bizi biz yapan duyguların duvarların ardında kaldığını, ancak hatırlarsak betonların arasında çiçekler açtırabileceğimizi gösteriyorum. Oluşturduğum distopik düzeni tamamen yıkmadan bir ütopya oluşturuyorum ve aslında temelinde yin-yang felsefesine dayandırıyorum hikâyemi. Karşıtlıklardan biri oluşurken diğeri de oluşuyor ve romanın sonunda okuyucuların da göreceği üzere biri olmadığında diğeri de olmuyor. Romanımın temasını oluşturan mücadeleyi, kutuplaşmanın giderek arttığı bu dönemde duvarın dışında ve içinde kalanları birbirinden keskin çizgilerle ayırmadan anlattım.
Çağla Özkan
Editör/Yazar
Yılın ilk kar ,ıydı anlaşılmaz bir hüzündü
6şubat depremin, acısıdıydı
Şubat en kısa mevsimken
En uzun mevsim olmuştu
İçimizdeki o korku dolu anlar
Enkaz yüreğimizde onarıldımı
Unutulması imkansız
En acı sene olmuştu
Nasıl geçti 6şubattan bu yana
Nasıl geçti koskoca hüzünler
Bir yıl geçti ama acı geçtimi
O kabus dolu günler
Biran gözümüzden gittimi
E.bülbül️