ALGAN SEZGİNTÜREDİ
318 SAYFA
Ölümler böyledir, arkada kalana kederin yanında bir sürü pişmanlık bırakırlar.
Vedat Kurdel ve Tevfik Dağdelen (herkesin deyişiyle Tefo) iki yakın arkadaş. İlerlemiş yaşlarına rağmen bir baltaya sap olamamış iki arkadaş üstelik. Tefo’nun emekli polis olan babasının “bir özel dedektiflik bürosu kuralım, bende size destek olurum” teklifi oldukça heyecan verir iki kafadara. Hemen bir büro kiralayıp hevesle işe koyulurlar. Vedat yakışıklılığı ve gevezeliği ile işin vitrin kısmını, Tefo ise zekası ile akıl yürütme kısmını üstlenir. Aylarca çapkın kocalarını yakalamaya çalışan kadınlara verdikleri dedektiflik hizmetleri tatmin etmez elbette Vedat ve Tefo’yu.
Veeeee bir gece bir apartmanın bahçesinde buldukları kadın cesedi bekledikleri gerçek olayın peşine düşme fırsatı verir bizim acemi dedektiflere. Olayın heyecanı ile hemen işe koyulurlar fakat işleri hiç kolay değildir. Çünkü buldukları kadın cesedi bir seri katilin kurbanlarındandır ve bizim zıpır ikili büyük bir maceraya doğru yol alır.
Polisiye kahramanlarıma yeni bir ikili daha katılmış oldu sevgili Algan Sezgintüredi anlatımı ile ve ben çok sevdim bu acemi dedektifleri. Ankara Kitap Fuarı’nda tanışma şansı bulduğum değerli isimlerden yazarımız. Kaleminize, emeğinize sağlık
Mizah ve polisiyenin içiçe geçtiği, oldukça akıcı bir dille yazılmış kitabımız ve bir serinin de ilki. Okumak isteyen dostlar için sıralamayı yazacağım elbet. En kısa zamanda devam kitaplarını okumak ve Vedat&Tefo ikilisinin ne işler çevirdiğini öğrenmek için sabırsızlanıyorum.
Serinin sıralaması;
Katilin Şeyi
Katilin Meselesi
Katilin Uşağı
Katilin Şahidi
Maktulün Şansı
İşsizdim, çok sıkılıyordum; hayat tekdüzeleşmişti ve bu hali değiştirecek bir çözüm bulamıyordum. Belki başınıza gelmiştir, bilirsiniz.
…annesinin, güzelce yıkadıktan sonra yeni yıkanmış çarşafları mis kokan yatağa yatırıp yatağına yanağına bir öpücük kondurduğu masum çocuğun içimden çıkıp giderken yolladığı buruk ve vedasını bugünmüş gibi hatırlıyor, hâlâ hayatın, sen istemesen de, aldırmasan da, reddetsen de geçip gittiğini düşünüp ağlamaklı oluyorum.
Yaşım kırk beş.
Ben Vedat Kurdel. Bugün kırk beş yaşındayım ve hâlâ ebeveynlerimle beraber oturuyorum. Bu halime alay yollu takılan tonla insan var ama aldırmıyorum: Kendime göre nedenlerim var tabii.
Kimileri, “Yok canım, daha…” diye başlayan cümleler kurarak kendini avutsa da gençlik gitti gider, biliyorum…
Memleket geneline göre – en azından kendi yaş grubuma göre – çok kitap okuduğumu söyleyebilirim; tabii, çok okumanın yanında ne okuduğun ve okuduğunda ne anladığın da önemli.
…herkesin “Şimdiki aklım olsaydı” diye başlayıp arkasından uzun bir roman yazacak kadar söyleyeceği vardır.
…gönlün gördüğü güzellik, gözün gördüğünden önemlidir.
Tesadüfün mantıklı olması tesadüfîdir.
…otuz beşine dayanmış tiplerin babadan tırsması ya da on beşlik yeni yetmeler gibi karşısında ağzı açık beklemesi, siz bugünün gençlerine saçma gelebilir ama hep diyorum ya, biz dinozorlar çağının çocuklarıyız.
LÜTFEN KİTAP OKUYALIM!!!
Arzu ORTAÖREN