KARANLIK BİR GECEYDİ
12 EYLÜL 1980
SEVİM KORKMAZ DİNÇ
214 SAYFA
Yaşamak ölmeyi öğrenmekti belki de…
Zeynep, Neslihan, Leyla, Mehmet ve o kapkaranlık, uzunnn gece.
12 Eylül 1980
Adım adım felakete sürüklenen bir toplum.
Paramparça olan hayatlar, yıkılan hayaller.
Harcanmış bir gençlik. Zamanın silemeyeceği yıkımlar. Umutları, yaşamları, aşkları yok edilen bir nesil.
Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan gibi tek amaçları “Tam Bağımsız Türkiye” olan idealist, vatansever insanları birbirine kırdıran güçler.
Oldukça yalın ve akıcı bir dille tek bir geceyi, o karanlık geceyi Zeynep, Leyla, Neslihan ve Mehmet’in anlatımı ile okudum. Ara ara geçmişe yolculuk ettim kahramanlarımızla. Hayatlarından, hayallerinden, ailelerinden kesitlerle bir solukta okunan, o gecenin dehşetini gözler önüne seren bu hikaye için fazla söze de gerek yok sanırım.
Panik ve korku kadar insanları sürüleştiren başka bir duygu yoktu sanırım. Delilikle eş anlamlıdır yapılanlar. Ne isterseniz onu yaptırırsınız kitlelere. Bir sel gibi önlerine geleni ezip geçerler. Doğru ve yanlış yoktur artık.
Tutulup götürülen her gencin, her babanın, her ananın ardından kor düşen evler… Ağıtlar yakan, çaresizce sabah olmasını bekleyen analar… “Hak etmişlerdi” diye düşünerek kendi evlerine saldırılmadığına sevinen komşular… Bulunduğu köşelerde sessiz sessiz ağlayan bebeler…
Belki ilk defa bütün evlerin perdeleri sıkıca kapatılmış, evler sağırlaşmış, bekleyiş sarmıştı yürekleri. İnsanlar değişik düşüncelerle bekliyordu. Ne beklediğinin adını koymadan bekliyordu.
Yarınlar asla eskisi gibi olmayacak, yeni gün eski güne benzemeyecekti. Bir şeyler değişmiş, bir şeyler yerinden oynamış, bir şeyler değerini hızla yitirmeye başlamıştı.
LÜTFEN KİTAP OKUYALIM!!!
Arzu ORTAÖREN