Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
19°C
İstanbul
19°C
Yağmurlu
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
9°C
Salı Parçalı Bulutlu
12°C

GECENİN KARANLIĞINDA

GECENİN KARANLIĞINDA
21 Ocak 2023 13:42
392
A+
A-

Yazılarım silindi. Ben de mi hata bilgisayarda mı bilemiyorum. Ne önemi var, diyemiyorum; dünya kadar bilgi düşüncelerim aktarmak istediklerim ruhumun derinliklerinden derin sezgilerimin yol gösterici yol haritası gibi, yazılarımı yazmak için günlerce beklediğim anlarda üstelik emek verdiğim her harfine her tümcesine anlam yüklediğim emek verdiğim yazılarımı koruyamam benim hatamdı elektrik kesintisi bilgisayarda bir sorun vb. olacakları hesaba katmalıydım.

Yeniden başlamanın ne zararı var, diye kendimi güçlü kılıyorum yola devem diyorum. Biraz yorgunluk ümitsizlik çaresizlik duygularını yaşasam da yeniden güçlü olmanın zaferini yaşamak da bambaşka güzel duygular uyandırıyor bana. Hayatta böyle değil mi? Yanılmalar tökezlemeler yorgunlukların ardından uyumamak; gecelerin sonsuz yalnızlığında karanlığa bir mum olmak ışık olmak için çabalarımın karşılıksız kalması, yine de yeter dememem azim miydi benimkisi bilemiyorum.

  Güneşe varmak isteğim gökyüzüne yakın olmak bir bakıma dünyayı değiştirme isteğimden olmalıydı. Üstelik uzun bir süre dağcılık dersleri aldım, dağlara tırmandığım onca çabam bedensel emeğim spor yeteneğimin dışında zirveye varmak isteğimden de kaynaklanıyordu gökyüzüne yakın olmak huzur veriyordu bana, yalnız kalmak kendimden baş başa olmak isteğiydi belki de bu dağa tırmanma tutkum. Başaramadım engebeli yollar gibi kayalıklar karşıma yoluma çıktı cesaretim çocukluktan vardı, yalnız yetmedi başarmama zirveye çıkmama. Kayalıklardan umutla dağa tırmanırken, gücüm inancım vardı tamam başaracağım ümidi ben de hiç bitmedi; kendimi gökyüzüne doğru çıktıkça yeniden doğmuş gibi hissediyordu; ne olduysa o an oldu sanki taşlar tek tek kayalıklardan aşağı doğru akmaya başlamıştı. Kendime geldiğimde kıyı kenarında hareketsiz yatıyordum. Zirveye dağın tepesine ulaşmayı başaramamıştım, dağcılık nerdeyse benim dünyam olmuştu. Yıllarca en iyi yaptığım en başarılı olduğum spor dalıydı. Elbette çocukluk yıllarımdan itibaren tüm spor dallarından dereceler aldım; bu çok ağır ölümle burun buruna geldiğim dağ kazasından sonra uzun bir tedavi süreci başladı, vücudumda kırık dökük yerim kalmadı. Yorucu hastane tedavilerinden sonra bir ayağım sinir harabiyetinden ötürü kullanma gücü zayıfladı, uzun bir süre devam eden fizik tedaviler bile çare olmadı. Yaşadığım kazadan sonra ne denli güçlü psikolojiye sahip olsam da başardığım yıllarca ödüller aldığım spor dünyam bir anda son bulmuştu. 

  Yıllar acımasız bir biçimde geçiyordu, bu yıllarda en başarılı operasyonlarla hayati tehlikemi atlatmış olmak benim ve ailem için mucizeydi elbette bu anlamda mutluydum. Yalnız tedavi süreçleri kolay değildi, yine de salığımın yerine gelmiş olması gücümü bırakmamam gerektiği düşüncesi hayata bağlılığımı sağlıyordu. İstediğim en kıymet verdiğim hayat bulduğum birçok spor alanında amatör olarak bile çalışamıyordum, belki de bir süreç gerekiyordu, doktorlarımın ümitli olması yaşama isteğimi umudumu güçlü kılıyordu. Psikolojimin ‘ruh sağlığımın’ daha iyi olması için yardım aldım. Doğuştan başka yeteneklerimin varlığı ortaya çıkarıldı, bundan çok hoşnuttum son yıllarda bu denli mutlu olduğumu hatırlamıyorum. 

    İlk okul yıllarımdan itibaren, Türkçe edebiyat derslerinden çok başarılıydım. Yazılarım okul dergisinde çıkıyordu çocukluk yıllarımda çok hayal kurardım, gözlemlediğim doğadan ilham alırdım şiirler öyküler yazardım. Lise yıllarımda liseler arası şiir yarışmasında ikinci olmuştum; Çok heyecanlandığımı mutlu olduğumu anımsıyorum. Belki de beklemediğim bir dereceydi; çünkü daha çok spor dersimden yüksek not alıyordum, üstelik sporun her dalında birincilikler benimdi. Okullara da spor alanında paylaşılmayan bir öğrenci olmuştum.

  İşte benim hikayem, ödüller başarılar; sonunda spora dağcılığa veda profesyonel anlamda elbette. Ailemden gördüğüm destek anlatmakla yetmez; bir gün ailemin iyiliklerini güçlü desteklerini yazarsam uzun bir öykü olur. Zaman zaman anlatıyorum bana sağladıkları güzellikleri. Gecenin Karanlığı romanımın başlama öyküsünden, yola çıkarak anılara dalıp gittiğimi fark ettim. Gecenin sessizliğinde yeni başladığım romanın gelişme bölümlerinde oldukça heyecanlıyken; bilgisayarımdan mı elektriklerin kesilmesinden mi kaynaklandığını henüz anlayamamıştım, yalnız yazılarımın önemli bir bölümü uzun sayfaları kapsayan, bana göre güzel giden kitap çalışmamı olumsuz bir biçimde etkileyen bu durum, umutsuzlukla birlikte üzüldüm. Çok uğraştım yazılarımı geri alamadım. Kendi kendime sabır diledim bir süre yazmamam gerektiğini düşündüm. Gecenin karanlığında öylece koltuğuma yaslandım gözlerimi kapadım; uyumak istiyordum olduğum yerde koltuğumda. Düşünecek    durumda değildim koltuğumdan kalkacak gücümde yoktu. Biraz olsun olumlu düşünmeye başlıyorum; karşı caddeden bir çocuk çığlığını duydum koltuğumdan kalkmadan camı açtım. Caddeyi aydınlatan fenerin hemen yanında bir erkek çocuğunun figürünü gördüm, gölgesi ışıkla birlikte aydınlıkta belirgin bir biçim almıştı, gecenin sessizliğinde kendisinden çok ağlama sesini duyuyordum. Benim gibi duyanlar olmuştur diye düşündüm, çünkü kimsesiz çocuk olanca gücüyle çığlık çığlığa ağlıyordu. Yakında ki bir karakolu açmam gerektiğini düşündüm, çocuk durmaksızın ağlamaktan nefesi kesilecek gibiydi. Pencereden çocuğa bakarken onun için ne yapabilirim diye düşünürken kalbimi acıtan sesi kulaklarımdan gitmiyordu. En yakın karakola haber vermeyi düşünürken, eski eşyaları karton vb. taşıyan bir kamyonet çocuğun önünde durdu; bir genç kadınla bir erkek kamyonetten indiler çocuk onları görünce koşarak yanlarına gittiğini gördüm. Vakit kaybetmeden merdivenleri koşar adımlarla atlayarak kamyonetlerine binerken yakaladım onları; anne ve babası olduklarını öğrenince, bir çocuğun sevincini anne babasının huzurunu unutamam.  Gecenin bir yarısında, alacakaranlıkta yıldızlar mutluluğun habercisi oldular bana ve kaybolan çocuğa. Karşı caddenin feneri yalnız caddeleri değil bir yaşamı hayatı dünyayı aydınlatıyordu. Güneş nasıl olsa birkaç saat sonra gökyüzünü aydınlatacak gün ağaracaktı. Merdivenlerden evime çıkarken insan olmanın iç huzurunu kalbimde duydum; yüreğim çıkacakmış gibi çarpıyordu. Birkaç saat önce romanımın gelişme bölümündeki son yazdığım sayfaların tamamı, güzel anlamlı tümcelerim silinmiş olduğundan çok üzülmüştüm. Tüm emeklerim çabalarım çözümsüz kalmıştı, geri dönüşü olmayan hatanın bedeliydi. Geceleri uyumadan yazdığım sanat içeren konunun içinde kendimi bulduğum kitabımın sayfalarının bir anda silinmesi bilgisayarımın ya da elektriğin kesilmesi neden olmuştu. Ruhumun kalbimin derinliklerinden her tümceye anlam yüklediğim yazılarım için üzgündüm.

  Saatlerimi verdiğim bir daha o anlamda konuları bir araya getirebilir miyim endişesini taşıyordum; birkaç saat öncesine kadar oysa yaşamın hayatın bana armağan olduğunu öğretmişti, gecenin karanlığında ki yalnız çocuk ve daha sonradan gelen geceleri çalışan çocuğun yoksul ailesi. Evlerden dışarıya atılan eşyaları vb. kartonların toplayıcıları daha niceleri kar kış demeden ekmek parası kazanç kapısı dedikleri görevleriydi. Sokaklarda caddelerde gecenin sessizliğinde çalışma anında, bir anda çocuklarının gözden kaybolması ve yalnızlıkları. Kalbimin acıdığını hissetim gece boyu. Gecenin ikinci yarısında yazdığım kitaba ara verecektim, gerildiğim ümitsizliğe umutsuzluğa düştüğüm anda; yaşamın mucizelerini görmeyip yeisse kapılmak olacak gibi değildi, benliğim etkilendi olumsuzluklardan utandım. Kendimden hayat içinde karşılaştığım çaresizliklerden olacaklardan, tepkilerimi kontrol etmem gerektiğini düşündürdü bana; sorguladığım çok şey oldu kendimle yüzleştim. Yaşanmış olan her neyse beni büyüten var eden anlaşılır kılan gücümdü. Dünyamızda olan bitenleri farkına varmak; farkındalığımın bana kattıkları yüce duygular merhametle sevgiyi daha çok yaşamam gerektiğini öğretti. Derin anlamlı yaşamın hayat olduğunu, iç huzurumu dinginliğimi kazandırdı. Romanımın ismini belirlemem kalbimi sevinçle doldurdu. Yaşadığım gecenin sessizliğinde yalnızların nedenli çaresiz olduklarını fark ettim, bu beni saatler içinde yeteneklerimle yapacaklarımla hayallerimle büyüttü. Üstelik kararsızlığımı da yenmiştim, hoşnuttum mutluydum. Kitabımın ismi Gecenin Karanlığı oldu. 

Gazeteci Yazar

Necile İÇMELİ

ETİKETLER: , , , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.