Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
27°C
İstanbul
27°C
Açık
Cuma Parçalı Bulutlu
30°C
Cumartesi Az Bulutlu
27°C
Pazar Yağmurlu
22°C
Pazartesi Az Bulutlu
24°C

DÜŞÜNCE BAHARI

DÜŞÜNCE BAHARI
13 Haziran 2022 10:00
418
A+
A-

Taş kentin arasında, umutla filizlenen bir sonbaharın son boy gösterişiydi dönümüne. Bahar yaklaşıyordu. Ağaç olma yolunda atılan tohumların yüzleri yavaş yavaş toprağa gülümseyen bakışları ile insanın içini ısıtıyordu. Toprağa damla damla düşen yağmur geriye aromatik huzur veren kokusunu gelişigüzel bırakıyordu. Yazın habercisi olan bahar tohumlarını insanın içine de düşürüyordu halbuki. 

Candan Erçetin’in bir şarkısı dilime dolanmıştı;

“Bahar geldiğinde mi ben böyle olurum yoksa böyle olduğumda mı gelir bahar” 

ve devam ediyordu;

“Ayrıca bunun seninle ne ilgisi var tabii ki ben böyle olduğum için bahar” diyordu.

Sahi arkadaşım sen hangi mevsimi yaşıyor, hangi şarkıya kulak veriyorsun?

Senin duygularına göre mi değişiyor mevsimler?

Yoksa sen mevsimlere göre mi yaşıyorsun duygularını. 

Düşünce dünyanda küçük bir gezintiye çıkmaya ne dersin? Hayatta olduğun süre zarfında en çok hangi dönemde zamanın durmasını isterdin mesela? Ya da şöyle sorayım, elinde bir sihirli değnek olsa kaç yaşında olduğun ana dönmek olurdu isteğin? 

Herkesin bir dönüm noktası diye tabir ettiği dönemi olmuştur. Senin dönüm noktan neydi?

Sorularımı okurken düşünüyorsan şayet bir sandalye çek ve geç otur karşıma. Biliyorum, biliyorsun geçmiş gelecekte yaşanmıyor, yaşanmayacakta. Geçmiş gelecekte iyileştirilir. Hazırsan başlayalım o halde.

Şimdi gözlerini yavaşça kapat ve içindeki çocuğa seslen. Eğer saklambaç oynarken çok uzağa saklanmadıysa sobeleyecektir fakat kayboldu ise ara onu daha da yüksek bir ses tonu ile çağır, eminim seni duyuyor ve çağırıldığını anladığı an gelecektir. O çocuk ile en son ne zaman konuştun. Örneğin nasıl olduğunu sordun mu hiç? Sanki biraz kırgınlık var üzerinde, biraz yorgunluk ve biraz da incinmişlik. Seni bu kadar çok seviyorum diye gösteren bir çocuğun kolları gibi aç kollarını, sımsıkı kucakla içindeki çocuğu. 

Sen sana iyi gelensin.

Sen seni iyi bilensin

Sen her şeyden evvel kendini sevmelisin.

Ne diyordu Rabindranath Tagore; “Bir insanın hayatından değerli bir şey yoksa o insanın yaşamının da bir değeri yoktur.” 

Bekleme baharın sana gelmesini, sen baharları getir kendine. En güzel baharlar düşüncelerinde çiçek açtıranlardır.

Düşüncelerinizin çiçek bahçesine dönüşmesi dileğiyle.

Şüra Akgüneş 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.