50 YAŞ ÇİVİSİ…
Dünyanın çivisi çıktı çıkalı
Her türlü pisliği net görüyoruz.
Her yanı doldurmuş iti çakalı,
Emilmiş çok haram süt görüyoruz.
***
Güçlü, her davadan temiz çıkıyor;
Garibe yenecek omuz çıkıyor;
Salamdan, sosisten domuz çıkıyor;
Sucuğun içinde at görüyoruz.
***
Dünyanın hâkimi hep ahlaksızlar;
Biz, yerinde sayan basamaksızlar.
Hakkımızdan geliyorlar haksızlar,
Şah çektim sanırken mat görüyoruz.
***
Saadet zinciri, kripto para;
Son kuruşa kadar verir fukara.
Döviz çıkar, iner, düşürür dara:
Soy, soğana çevir, üt görüyoruz.
***
Devir obez devri, arttı yamyamlar;
Bıngıl bıngıl her taraftan yağ damlar;
Elli kilo verdim diyor adamlar;
Daha verilecek but görüyoruz.
***
Mal mülk bol, zekâtı getirmez yâda;
Para bulunmamış sanki Lidya’da.
Keli, göbekliyi sosyal medyada
Senden benden daha fit görüyoruz.
***
Yoksulu düşkünü gören yok değil;
Tatlı dille sevgi ören yok değil;
Selâm-sabah alıp veren yok değil;
Ama şu gerçek ki, kıt görüyoruz.
***
Çoğu: Kurşununa hedef, ruletin;
Çoğu: Müşterisi, çıkmaz biletin.
Ardını silmekten aciz veletin
Arka cebinde çift hat görüyoruz.
***
Gençlik desen sınavında-testinde,
Sanki Arap atlar yarış pistinde.
Bir çoğunun heyheyleri üstünde:
Ağzımızı açsak, höt görüyoruz.
***
Suratsızlar gönlümüzü çelmiyor;
Her biri bir beton, matkap delmiyor.
Beyinlere bakasımız gelmiyor;
Gâhi saman, gâhi ot görüyoruz.
***
Eğitim sistemi kırdı kirişi,
Çoktan belli perşembenin gelişi.
Sıfırcı hocalar azıttı işi,
Sıfırın altında not görüyoruz.
***
Kırmızı ışıkta koşar yayalar,
Sanki şehre inmiş Aztek, Mayalar.
Sorumsuzluk trafiği oyalar,
Kavşaklarda daat daat düüt görüyoruz.
***
Hakk’a bakışımız batılla gözdeş,
Müslüman kâfirle nerdeyse sözdeş.
Bütün aromalar “doğala özdeş”,
Sahte koku, sahte tat görüyoruz.
***
Ağa bağlananı weble bozdular,
Parayı seveni ceple bozdular,
Estetik hissini rap’le bozdular,
Boynu bükük tambur, ud görüyoruz.
***
Kimisi Allah der, taptığı uymaz;
Güya yolu Hak’tır, saptığı uymaz;
Ağzından çıkanla yaptığı uymaz;
Söz ile fiili zıt görüyoruz.
***
Tanımazsın dünün evliyâsını,
Devralır şeytanın vardiyasını.
Bir vaktin yol kesen eşkiyâsını
Bir vakit önemli zat görüyoruz.
***
Ne davet var ne davete icabet;
İnsan artık kendi cinsine gurbet;
Masal oldu şiir, sohbet, muhabbet;
Söz namına ancak chat görüyoruz.
***
İnsandan çıkıyor hırsız ve arsız,
İnsanım diyenler iş yapmaz kârsız.
Allah’ın hayvanı daha zararsız;
İnsan için alarm, çit görüyoruz.
***
Her haltı yiyoruz, olsa da kerih;
Çoktan parsellendi Ay, Venüs, Merih;
Nakitten önemli değil ya tarih;
İmara açılmış sit görüyoruz.
***
Kul çöpünü yere göğe yayıyor,
Varı yoğu kimyasala boyuyor,
Kuşun karnı plastikle doyuyor,
Denizin dibinde pet görüyoruz.
***
Küresel ısınma geldi, terletti;
Türlü silah feryatları gürletti;
Ahir zaman hepimizi kirletti;
En temizimizde bit görüyoruz.
***
Yarasada virüs, ozonda çatlak;
Türümüz kendini etmekte helak.
Birileri diyor: “Gelecek parlak.”
Buradan bakınca mat görüyoruz.
***
Tutunacak bütün ipler çürürken;
Kervan tedirgindir, itler ürürken.
Pirincin taşını fazla görürken
Soyadan, kırmızı et görüyoruz.
***
Ayrılmadan boynuzlarlar gideni,
Olunmaz ki bu kadar da medenî.
Giyinmek örtmüyor artık bedeni,
Sokağa çıktıkça g.. görüyoruz.
***
İstediğin kadar kendini savun;
Kabak gibi karpuz, leş gibi kavun.
Bir yanda fink atar Nemrut, Firavun;
Bir yanda millet-i Lut görüyoruz.
***
Çırpınır müezzin, çırpınır ozan;
Duymaz haddi aşan, işitmez azan;
Huzur verecekken kalplere ezan
Ses yalıtımından set görüyoruz.
***
İliklerimize sinmiş siyaset;
Bunu öv, ona söv, otur rahat et.
Liderimiz Mehdî, gerisi lânet;
Alnında, yüzünde kut görüyoruz.
***
Öğüt verme uslandırmaz taşkını,
Olsa olsa uyandırır şaşkını.
Abartma peşinde herkes aşkını,
İnsana bakınca put görüyoruz.
***
Şehirler yıkılır, hani, meseldir;
Duymayana her söz viyolonseldir;
Sorsan kabahatli heyelan, seldir;
Dere yatağında kat görüyoruz.
***
Felek bir alâmet, binduk gideruk;
İlânı muhayyer, kaputu vuruk;
Gerçeğin başında kırk çeşit peruk;
Bir bele kadar, bir küt görüyoruz.
***
Her yere değdi bak Levent’in taşı;
Çok gördü geçirdi, ellidir yaşı.
Uzak olsun bizden tamu ataşı;
Yoksa akıbeti bet görüyoruz.
LEVENT TOPLUDAL (ÖĞRETMEN)