Kırmıştır, hiç bir şey olmamış gibi dönüp arkasını gitmiştir.
Lafını esirgememiştir, zehrini akıtıp gitmiştir.
Görmezden gelmiştir, değersiz hissettirmiştir seni, çekip gitmiştir.
Laf etmiştir, yediğine içtiğine oturuşuna gülüşüne, yolda yürüyüşüne.
Eziyet etmiştir, fikirlerine, kimliğine, özverine.
O olmadığın için ezmek istemiştir seni, istememiştir büyümeni,hazmedememistir onu geçmeni.
Ama o artık yoktur, gitmiştir tüm sevapları günahlarıyla.
Onlarca soruyla, sorunla, içinden çıkamayacağın hesaplarinla, öylece çekip gitmiştir, apansız.
Gitmez sanmışlığının sersemliğiyle kalmışsındır.
Affedemiyorsundur, affetmek istemiyorsundur.
Vicdanınla hesaplaşmak zor geliyordur.
O bütün bunları yaparken ben ne yapıyordum, diyordur iç sesin.
Acaba nasıl bir hayat yaşamıştır ki, yaşadığını yaşattı , diye düşünmeye başlamışsındır önceleri.
Kalbin yumuşama çabasında, geçmiş geçmişte kaldı diye düşünmeye başlamışsındır bile.
Yokluğunu kabul etmek zor geliyor önceleri.
Gerçek mi bütün bunlar, yok mu artık, demeye korkuyorsundur.
Celladına aşık olmuşsundur zamanla, farkına varıyorsundur.
Kahretsin, gitmesi bile acı veriyor diye soğuyorsundur olanlara, yaşananlara, düşüncelerine.
Pişmanlık sarıyor birebirden dört bir yanını. O kötü de ben iyi miyim diye.
O ezerken ben ne yaptım kendime, sahip çıktım mı benliğime.
Suçlamak kolaydı oysa, o kötüydü benim ezikliğimde.
Sen acıların çocuğu boynu bükük bu hikayede.
Ruhun titreşimlerde gerçeğe yol alırken düşüncelerin.
Vicdanın yorgun düşmüş uykusuz gecelerde.
Evet, affetmenin ızdırabı zihninde. Ama kimi??
Kendini…
Önce kendini affetmeli, yaşattıklarına, kızdıklarında, ona bu hakkı verdiğin için pişmanlığını paylaş kendinle.
Bir bakmışsın onu coktaaannn affetmişsin bile.
Şimdi o düşünsün, neler bırakmış geride, o pişman olsun kırdığı gönüllere.
Varla yok arası bir ömürde affetmeli insan, zor olsada.
Salmalı acıları gök yüzüne, salmalı öfkeyi kini biriktirdiği ne varsa yüreğinde.
Ölümün gölgesinde yaşarken hayatı.
Ölüm olmadan, affetmeli …
Şenay T. E. K