Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

İnadına Kıvırcık Soruyor Nurcan Balıbey Cevaplıyor

İnadına Kıvırcık Soruyor Nurcan Balıbey Cevaplıyor
A+
A-

İnadına Kıvırcık Soruyor Nurcan Balıbey Cevaplıyor

İNCİ YILMAZ ŞİMŞEK:  Merhabalar kıymetli ziyaretçilerimiz. İnadına Kıvırcık Soruyor adlı röportaj serimizin yirmi üçüncüsü ile karşınızdayız. Konuğumuz PALAMARKALI KADINLAR ve ANEMON (DENİZ ŞAKAYIĞI) kitaplarının yazarı Nurcan Balıbey. Sorularıma geçiyorum böylelikle Nurcan Balıbey’i hep birlikte daha yakından tanımış olacağız. Hosgeldiniz Nurcan Hanım. Öncelikle davetimizi kırmayıp Edebiyat Sanat Meltemi sitimizde röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkürler. Lütfen okuyucularımız için kendinizi tanıtır mısınız?

NURCAN BALIBEY: Beni röportaja davet ettiğiniz için çok teşekkür ederim. 1965 yılında Babaeski, Büyükmadıra’da  doğdum. Ailemin beşinci çocuğuyum. Yarım bıraktığım eğitimimi yıllar sonra Tekirdağ’da liseyi bitirerek tamamladım (2005).

CHP personel sekreteri iken emekli oldum. Sonrasında öyküler yazmaya başladım Tekirdağ 59 Haber Gazetesi’nde yayımlandı.

Anı-roman tarzındaki denemelerinden oluşan ilk kitabım “PALAMARKALI KADINLAR” adıyla 2019 TÜYAP Kitap Fuarı’nda okuyucu ile buluştu. İkinci kitabım kurgu roman “ANEMON-Deniz Şakayığı” Üçüncü baskısı okuyucuyla buluşmaya devam ediyor. Bu dönem yaşadığım şehir olan Tekirdağ, Süleymanpaşa’da CHP’de Belediye Meclis Üyesi Adayı oldum. 40 yıllık evliyim iki kız çocuğum iki de torunum var.

İNCİ YILMAZ ŞİMŞEK: Sıklıkla duyduğunuz bir sorudur belki ama ziyaretçilerimiz için bir daha cevaplarsanız seviniriz. Yazmaya nasıl ve ne zaman başladınız?

NURCAN BALIBEY: Yazmaya ortaokulda kompozisyon yazarak başladım.   Ancak bu 1918 yılında Türkçe öğretmenimle karşılaşınca, “yazmaya devam etmelisin” demesiyle daha disiplinli bir şekilde çalışarak yeniden ortaya çıktı. Yerel gazetede yazmaya başladım.

İNCİ YILMAZ ŞİMŞEK: Nurcan Hanım, okuyucularımız için yayınladığınız kitapların isimlerini söyler misiniz? Kitaplarınızla henüz tanışmamış okuyucularımız için içeriğinden de bahsedebilirsiniz.  Kitaplarınızda okurlarınızı neler bekliyor?

NURCAN BALIBEY: İlk kitabım PALAMARKALI KADINLAR, kitabımı yazarken öykülerimle; sorumluluk, cesaret, sevgi, dostluk, sabır, fedakarlık, ve yardımlaşma gibi değerlerin okurlara daha çok da çocuklara kazandırılmasına katkıda bulunmak istedim.

Yitip giden köy yaşamının güzelliklerini, çaresiz, yalnız, yoksul sabırla anlaşılmayı bekleyen suskun kadınlarımıza dokunmak istedim.

Emeğin değerini, kadının yok sayılışını köylünün yoksulluğunu, kız çocuklarının okumaya susamışlığını anlatmak istedim.

Okuyucunun kendinden yöresinden,  çocukluğundan bir parça bulmasını…

Pastoral yaşamın zorlukları içinde sabırla anlaşılmayı bekleyen kadınlarımızın umutla bekleyişini…

2. kitabım olan ANEMON-Deniz Şakayığı bir roman. Trajik bir kaza sonucu dağılan ailenin her bir ferdinin farklı alanlarda yeni yaşamlar kurarak hayata bağlanmalarını konu ediyor.

“Bu romanda trajik bir aşk öyküsü yer alıyor. Ancak bu öykü bir bakıma ‘ötekilerin’ öyküsüdür. Mübadillerin, muhacirlerin, yerinden yurdundan edilenlerin yeni bir yurt edinişlerinin de öyküsü.

Aşk bir arayışsa bu arayışın bir ucunda da daima bir mücadele vardır.

Anemon, bu trajik yaşamlardan süzülüp gelen bir hayatın aşkla yeniden kuruluşudur.

Anemon sevgidir, sahiciliktir, derinliktir, yaşamı kucaklamaktır. Kısaca Anemon Aşk’tır.” Arka kapağında yer aldığı üzere, çok değerli  atölye Hocam Aydın Şimşek, böyle anlatıyor…

İNCİ YILMAZ ŞİMŞEK:  Yazarken ilham veya motivasyon kaynağınız nelerdir? Biraz bahseder misiniz?

NURCAN BALIBEY: Hayatın farkında olmak başlı başına motivasyon kaynağı. Yazmak kendimi ifade etmemin bir yolu. Eğer bir arayış içindeysem ne aradığımı bilmemin bir yolu. Bazen hayatı anlama ve anlamlandırma çabası. Beni ben yapan şey sözcüklerimi de yapıyor. İçinde var olduğum çelişki yazmamın nedeni… Oyun gibi geliyor bazen eğleniyorum. İyileştirici etkisi de var. Bunu özellikle pandemi dönemimde yaşayarak deneyimledim.

İNCİ YILMAZ ŞİMŞEK: Nurcan Hanım, siz de takdir edersiniz ki yazmak sancılı bir süreçtir. Bu süreç kitabınız basıldığında, onu ilk kucağınıza aldığınızda son bulur. Sizin yazılarınızı yazarken zorlandığınız anlar oldu mu? Bu zorluklarla nasıl baş ettiniz?

NURCAN BALIBEY: Yazılarımın içeriğini oluştururken çektiğim sıkıntılı halleri, kendim bile yeterince anlamıyorken, durum bu derece karışıkken sanırım tam bir açıklama yapmam zor. Size anlamlı gelecek cümleler kurmam da öyle… Başlarken çok sancılı olacağının farkında değildim. Ancak ilk eserimi elime aldığımda bu sancı yerini, mutlu sürecek bir serüvenin başlangıcına evrilecek sanırken yeni bir sancılı sürecin eşiğinde olduğumu fark ettim.  Bilmediğim bir dünyaya adım atmanın eseri okuyucuyla buluşturmanın zorluklarını idrak etmeye başlamıştım. Bu sürecin yazma serüvenim boyunca devam edeceğini de bilmiyordum. Tüm bu zorlukları göze alarak “niçin yazdığımı” tek bir nedene bağlamadan. Bütüncül olmayan nedenleri de göz önünde bulundurup kabul edince, baş etmek zor olmadı.

İNCİ YILMAZ ŞİMŞEK: Okurlarımız yazılarınızı kaleme alırken ne tür okumalar yaptığınızı merak ediyorlar? Yazılarınızı üretim esnasında özellikle okuduğunuz bir tür var mı?

NURCAN BALIBEY: Çoğunlukla dergi ve makaleler okuyorum. Okuduğum kitapların da  psikoloji ve felsefe  ağırlıklı olmasını önceliyorum.

İNCİ YILMAZ ŞİMŞEK: Kendinize örnek aldığınız, idol olarak gördüğünüz yazar ya da şair kimdir ve neden?

NURCAN BALIBEY: Ben öykülerimde Sait Faik Abasıyanık, Tomris Uyar ve Orhan Kemal gibi yazarları rehber edindiğimi düşünüyorum ve çok seviyorum, çünkü onlar Türk öykücülüğünün en değerli isimlerinden. Toplumsal duyarlılığı, insan sevgisini, çalkantılı zamanlarda insanların dışlanmışlığını, toplumsal baskı gibi konu ve kişileri öykülerinde anlatarak, üsluplarıyla etkileyici olduklarını düşündüğümden… Şairlerden Didem Madak, kendimle özdeş… Şiirlerinde anne kaybının yaşadığı hüznü sıcak bir üslupla şiirlerine taşımış olması…

İNCİ YILMAZ ŞİMŞEK:  Günümüz yazarlarından kalemini beğendiğiniz yazar ve şairler kimlerdir?

NURCAN BALIBEY: Örneğin; Cemil Kavukçu, Lütfü Livaneli, Aydın Şimşek, Şükran Yiğit. Şair olarak da yine Aydın Şimşek, Can Yücel, Atilla İlhan’ı söyleyebilirim.

İNCİ YILMAZ ŞİMŞEK: Edebiyat tarihi boyunca yaşamış şair ve yazarları göz önüne alırsak. Keşke şununla tanışsaydım ya da umarım bir gün şununla tanışırım dediğiniz yazar ya da şairler kimlerdir? Ve… Onları diğerlerinden ayıran, özel kılan nedir sizin için?

NURCAN BALIBEY: Irvın D. Yalov’u  tanımak, psikanalizle harmanlanmış, kurgusal ve gerçek olayların iç içe geçtiği romanını konuşmak isterdim. Onu diğerlerinden farklı kılan özelliği bence hayatla ve kendisiyle yüz yüze gelmekten çekinmeyenlere hitap etmesi.

İNCİ YILMAZ ŞİMŞEK:  Yazmak sizin için ne ifade ediyor? Hayatınızın neresinde yer alıyor?

NURCAN BALIBEY: Kendimi anlamak, içimdeki sevinci, hüznü coşkuyu kâğıda dökmek. Hayatta yapmadığım, yapamayacağım birçok şeyi, öykülerimde kahramanlarıma yaptırarak bir nevi rahatlama yaşadığım için yazıyorum. Bazen içimde bir yerlerde kabaran mayalanmış hamur gibi kabına sığmayan, dışına taşan, zihnimi zora sokan yazmazsam rahatlayamayacağım durumlar oluyor, yazıyorum. Beni ve beynimi dinlendirdiği için yazıyorum.  Hayatın içinde var olmayı ve laf aramızda biraz da hatırda kalmayı ifade ediyor.

İNCİ YILMAZ ŞİMŞEK: Nurcan Hanım, kitaplarınızın yayınlanma sürecinden bahseder misiniz? Yaşadığınız zorluklar nelerdi? Bu süreçte size kimler destek oldu? Bugün bulunduğunuz yere gelmenizde katkısı olanlar kimlerdir? Onlara buradan ne söylemek istersiniz?

NURCAN BALIBEY: Kendiliğinden gelişen bir süreçti. Biriken öykülerimin kitaba dönüşmesi gereğinden bahseden bir dostumun öneriyle ilk aradığım yayınevinin “dosyanızı gönderin bakalım” demesinden sonra dosyamın kabul görmesi sonucu kitabım basılmış oldu. Maddi boyutundan söz etmek istemiyorum.  İleriki aşamalarda çeşitli yöntemlerle yazı atölyeleri gibi kasıtlı olarak kendi yazın sürecimi planladım ve yazmayı sürdürdüm. Ancak şu da bir gerçek ki disiplinli çalışma ve bol bol okuyarak yazan kişi olmaktan yazar kişi olma yolunda ilerleyebiliriz, diye düşünüyorum.

  Kitapların yayınlanma sürecinde ciddi  bir sıkıntı yaşamadım. Ancak kitabın okuyucu ile buluşması zorlayan yanı oldu. Elbette amacım ticari kaygılarıma bir cevap bulabilmek değildi. Yazdıklarımız bir şekilde okuyucu ile buluşmalıydı. Ancak bunun için çeşitli araçlara ihtiyacımız olduğu da gerçek. Sizin gibi değerli isimlerle buluşmak çeşitli röportajlar yapmak, kitaplarımdan bir miktar alarak imza günleri düzenleyecek kurum ve kuruluşların kapısını çalmak, açıkçası hepimizin tanıtım ihtiyacı için bir vesile. Örneğin bu yıl sizin de içinde olduğunuz bir kitap imza buluşması yaşandı. Umarım bu tarz buluşmalarımız artar.

Bugün bulunduğum yere gelmemde emeği olan Türkçe öğretmenim Nurhan Solgun, Yaratıcı Yazarlık Atölyesi hocam yazar Aydın Şimşek ve çok kıymetli atölye arkadaşlarım, saatlerce odama kapanıp yazdığım süre içinde buna tahammül gösteren değerli eşim. Onlara buradan minnetimi ve sevgimi gönderiyorum, kocaman teşekkürlerimle…

İNCİ YILMAZ ŞİMŞEK:  Yazmak isteyenlere önerileriniz nelerdir? Yazmanın herhangi bir formülü var mıdır sizce? Neler yapmalı veya neler yapmamalı yazar adayları?

NURCAN BALIBEY: Yazmaya yönelmek, önce azınlık olmayı göze almak ve bu azınlığın birbirinden yazının dışında hiçbir çıkarı olmadığının bilinmesi demek. Ne yazık ki yazar olmanın bugüne kadar bilinen bir formülü yok. Olabileceğini de hiç kimse düşünmemeli.

İNCİ YILMAZ ŞİMŞEK: Basılı eserleriniz dışında farklı yazı çalışmalarınız var mı? Okurlarımız için üzerinde çalıştığınız eserlerden bahseder misiniz?

NURCAN BALIBEY: Basılı eserlerim dışında öykü yazmaya ve dergilerde yayınlamaya devam ediyorum. Ayrıca yerel gazetede yazılar yazıyorum. Yeni bir roman ve öykü kitabı üzerinde çalışmayı sürdürüyorum.

İNCİ YILMAZ ŞİMŞEK: Güzel ve keyifli bir sohbetti Nurcan Hanım röportajınınız ve samimi cevaplarınız için teşekkürler. Son olarak okuyucularımıza ne söylemek istersiniz?

NURCAN BALIBEY: Röportajımızın keyifle okunmasını, yazma niyetinde olanlara rehberlik etmiş olmayı diliyorum. Biz ne kadar kendimizi ifade etmenin yollarını ararsak kişi olarak bu dünyaya kalma süremiz uzar diye düşünüyorum. Eserlerimizle yaşamaya devam ederiz. Ta ki bizi hatırlayan son kişi kalmayana kadar. Sizinle yaptığımız bu röportajın keyfini düşündüğümde bu tarz buluşmaların başkaları içinde keyifli ve besleyici olmasını diliyorum.

İNCİ YILMAZ ŞİMŞEK:  Veda vakti geldi sevgili okurlar. İnadına Kıvırcık Soruyor adlı röportaj serimizin yirmi üçüncüsü ile karşınızdaydık. Konuğumuz PALAMARKALI KADINLAR ve ANEMON (DENİZ ŞAKAYIĞI) kitaplarının yazarı Nurcan Balıbey’di. Kendisine edebiyat serüveninde başarılar dilerim. Sanatla, edebiyatla kalın, hoşça kalın… Edebiyat ve Sanat Meltemi yuvanızda essin…

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.