…
Tüylerinden gök dökülen bir serçe
Gelip konuyor omzuma her akşam
Seni düşünme vaktinde…
Kuracak kurmasına da yuvasını
Ah bir sökebilse
Dilindeki tutkalı.
Bir cesaret bulsam
Bir sevişte ben indireceğim ben,
Yüreğindeki mandalı…
Neyleyim,
Tüm azaların allı pullu
Benimkiler allak bullak…
Budala bir boşlukta heyecanım,
Merhalesiz ışıklar seninle
Güvençle raks ederken.
Nasıl delirimlerdeyim ah !
Bilmem bunu sana
Nasılca anlatmalı?
En akıllısından bir mecnun bulmalı mesela
Ya da en delisinden bir akıllı…
Tutarı yok bende leylak dalının
Limon sıkılı bir yele takılı bahtım.
Her tarafımda ahbap dikenler,
Ben gülü anlatırken;
Lakayt damlıyor her bir ahım.
Teskin edici bir sehpa kalmış kala kala,
Kayası ayağımın altından
Ya onu şu tablodan nasılca çıkarmalı?
Neden uzak,
Şu kütükleşmiş uçan halı.
Kaşlarıma toka takıp tarz olsun diye
Kirpiklerimi güzelliğinle
Vadesiz boyamalı…
Adıma denilse de sünepe,
Senetlerini yakacağım birazdan hayatın.
Yerilecek kararlar var hakkımda,
Gramofon Avrat oynuyor diye perdede.
Lila bir dans yansıyorsa da tesadüfi
Yeminle yok benle bir ilgisi.
Benim değil bu nane kokan esinti,
Hepsi rastlantı.
Seferberlik başlatıyorum geceye,
Görmüyor musunuz büzülgen
Bir o kadar uyuşuk haldeyim,
Umutlarım hasıraltı,
Ona gülüyor kanepe.
Biliyorum yine de
Ardımdan diyeceksiniz sünepe.
Takmıyorum , verin neyse hükmüm,
Gel öpeyim seni sökük astar;
Ne de benziyorsun,
Hırpani nefesime.
Buzlanıp duruyor zaman ,
Çalakalem yaşıyorum işte.
Dilimde yer yer yevmiyesiz ezgiler,
Yer yer tümsekli şiirler.
Asın beni yargılarınıza ,
Ey aşktan bihaberler!
Haberiniz olsun bir gün,
Ciltleyecekler ellerimi
Uzak göklerden gelen
Takdis edilmiş serçeler…