DOLAR
32,2831
EURO
34,7891
ALTIN
2.404,52
BIST
10.239,74
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
21°C
İstanbul
21°C
Açık
Salı Açık
25°C
Çarşamba Az Bulutlu
19°C
Perşembe Çok Bulutlu
18°C
Cuma Az Bulutlu
16°C

Öğretmen Halil DOĞAN Röportajı

Öğretmen Halil DOĞAN Röportajı

Bugünkü Zamana Yolculukta; Topluma fayda sağlamak, Geleceğin gençlerini en güzel şekilde yaşamaları için çaba sarfetmek adına Sosyal Bilgiler Bölümü Öğretmenliği okuyup, mezun olan ama! Henüz atanamayan, Genç öğretmen adayı Genç dostum Halil DOĞAN. Kendisi ile Eğitim ve Yaşama dair keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Halil DOĞAN, seni tanıyabilir miyiz?

Merhaba. Halil Doğan Mardin’in Nusaybin ilçesine bağlı bir köyde yaşamıma başladım. 90lı yılların ortamındaki standart çocukluğun yanında ilkokulu köyde olmak üzere ortaokul ve lise eğitimimi taşımalı eğitim ile ilçe merkezinde bitirdim. 2 yıllık arayla Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliğinin 3 yılını okuduktan sonra yatay geçişle Dumlupınar Üniversitesinde eğitimimi bitirdim. Atanamama sürecinin yanında çeşitli sektörlerde işler yaptım. Bunun yanında toplamda 1,5 sene ücretli (dönemsel) öğretmenlik yapıp, öğretmenliğin o eşsiz lezzetini tattım. Gelin görün ki hayat şartları ve birazda kriterlerim açısından daha fazla devam etmedim. Şu an için bir gıda şirketinde satış temsilcisi olarak çalışıyorum. Satış temsilcisi havalı gelse de işin özü markette işçi denmesi daha doğru olur. Ya nasip deyip hayata devam…Umudu kaybetmeden, vazgeçmeden insan devam etmeli diye düşünüyorum.

Çocukluğunda yapmayı en çok sevdiğin şey neydi?

Köy ortamının getirisi olarak kuşkusuz misket ve futbol oynamaktı.

Çocukluğunda unutamadığın bir anı bizimle paylaşır mısın?

Çok hareketli bir çocukluk geçiren biri olarak çok fazla hatırda kalan anı oluyor. Elbette bunların hepsi güzel şeyler değil. Ne hikmetse insan psikolojik olarak genelde korku ve kötü olan anıları hatırlar. Güzel olanları ancak o anın figürleri aynı ortamı paylaşınca gülmek adına hatırlanıyor.

Unutamadığım anılardan biri köyde top oynadığımız yerin bir tarafı yaklaşık 30   m lik (6-8 katlı bir bina gibi ve biz 1m boyunda olunca) bir uçurumdu. Düşününce şimdi yapar mıyım? Ama top o tarafa kaçtı mı korkusuzca peşinden koşup ekseriyetle uçurumun başında tutardık. Bugün aynı yere gittiğim zaman kendi kendime çocukluğun o deli cesaretine gülümserim.

Çok zor ve bir o kadar da güzel bir meslek olan Öğretmenliği, daha doğrusu Sosyal Bilgiler Öğretmenliğini okudun. Bu sana neler hissettiriyor?

Sosyal Bilgiler Öğretmenliğini tercih edip bölüme giderken sadece sınıflarda Sosyal Bilgiler dersini öğretmek olarak düşünürdüm. Ancak bölümü bitirip okumalar yapınca anladım ki! Hayatın sayısal alanın dışında kalan bütün alanı sosyal bilgilerinde alt dalını oluşturduğu sosyal bilimlerde yer alıyormuş. Aslında fark etmesek te! Sözel manada ülkelerin, toplumların dolayısıyla kişilerin hayatlarını yönlendirenler özellikle bu alanla ilişkilidirler.

Neden başka bir meslek ya da bölüm değil de! Sosyal Bilgiler bölümünü okudun?

Aslında benim asıl istediğim Coğrafya Öğretmenliği idi. Öğretmenlik olmayınca coğrafya bölümü yerine Sosyal Bilgiler Öğretmenliğini tercih ettim. Çünkü baştan beri eğer okusam öğretmen olmak isterim. Aksi halde okumam derdim. Bu da hep bir öğretme şevkinden geliyor.

Tabi bahsettiğim süreçte ailemin ekonomik durumu ve üniversiteye yerleşmenin zorluğu gelen en iyi bölüme gitmeyi tercih ettiriyordu.

Ailede başka bir eğitimci ya da başka alanda çalışan var mı? Gençler anlaşılıyor mu? Gençler  nasıl  anlaşılmalı?

Ailede abim Türkçe Öğretmenliği mezunu.

Gençler anlaşılıyor mu? Bence gençler Türkiye toplumunda çokta anlaşılmıyor. Bu konu mevzubahis olunca hep Hz. Aliye atfedilen:

Çocuklarınızı kendinizden sonraki dönemler için yetiştirin. Cümlesi aklıma geliyor.

Maalesef bizim toplumda hep ana göre gençler yetiştirilir. Ne yazık ki! Toplumsal statüler ve ekonomik çıkmazlar ayrıca bu konularda negatif yön oluşturuyor. Kaldı ki! Her şey aksi ile bilinir tarifesiyle hâl böyle olunca gençler de kendi toplumundan kopuk, Kendilerinden önce jenerasyonu çokta (özür dileyerek) takmayan kişilikler olarak kendini yetiştiriyor.

Gençler nasıl anlaşılmalı?

Gençlerin anlaşılması için öncelikle toplumun bilinç seviyesinin yükselmesi tabiri caizse özgüven sahibi olan cehaletin direnci kırılmalı ki! Böylece dünyanın, Yaşamın ve en önemlisi insan türünün yerinde sayamadığını, Yarının bugüne benzemeyeceğini aksi takdirde zarar olduğunu idrakine varılması gerektiğini düşünüyorum. Gerisi zaten gelir.

Sevginin azaldığı, Aşkın dillerden düşmediği bu zamanda senin için hangisi ağır basıyor? Neden?

Kesinlikle sevgi ağır basıyor. Hele sevgi şefkate dönüşürse sevginin mükemmele erişmiş olur. Aksi takdirde! İnsanın her şeye tahammülü imkansızdır diyebilirim. Öbür türlü ya ayrılıklar olur ya da! Bir taraf mutlu olsun diye diğer taraf hep kendinden vermek durumunda kalır.

Bu yüzden işin özüne bakacak olursak, kesinlikle sevgi ve sevgiden de öte şefkat hissi diyorum.

Sevgiyi üç kelime ile özetler misin?

Sadakat, Şeffaflık ve anlayış demek isterim.

Hayalin ne?  Gerçekleştirebildin mi?

Hayalim bilinçli bir toplum her yönüyle, hayalimi gerçekleştirmek için kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Kişi, işe kendinden başlamalı.

Bundan 10 yıl sonra kendini nerede? Ne olarak görüyorsun?

İşin özü şu an var olan konjonktüre bakılırsa tahmin yürütemiyorum. Yani sanırım bazen durumlar görüş alanını kısıtlıyor.

Nerde görmek isterim desek, İnsan haklarına riayet edilen, Liyakatin ön planda olduğu ve insanların korkmadan kendini ifade ettiği bir Türkiye’de görmek isterim.

Son olarak; Senin gibi  bu  mesleği  seven  yeni  nesiller  yetiştirmek  için  uğraş vermek  isteyen  mezun  olmuş  yada  olmak  üzere  olan  Öğretmen  adaylarına,  Aynı  zamanda   bu  mesleği  icra  eden  Genç  Öğretmenlere  neler  söylemek istersin?

Sosyal Bilgiler bölümden ziyade alan olarak bakarsak ki! Şu an bu yazışmalarımız da bu alanda değerlendirilebilir.

Sürekli olarak kendilerini geliştirecek okumalar yapılması gerektiğini düşünüyorum.

Özellikle Tarih okumalarında müfredat dışına çıkma, Coğrafyayı yaşamla bir bütün olarak ele almayı, Ekonomiyi ve alan açısından (partisel aidiyetle olamadan) siyaset takip edilmelidir. Sosyoloji, Psikoloji, Dinler ve kültür okumaları yapılmalı.

Son olarak; Buraya ansiklopedik sosyal bilimler sözlüğü olabilecek bir kitap önerisi ile bitirmek istiyorum.

Prof. Dr. Besim F. Dellaloğlu – Poetik ve Politik (Timaş Yayınları)

Sevgili Dostum, Aynı zamanda Genç Öğretmen Halil DOĞAN. Bana vakit ayırıp, ZAMANA YOLCULUĞA konuk olduğun ve verdiğin samimi cevaplar için teşekkür eder,

En kısa zamanda öğrencilerinle buluşman dileğiyle…

Ödüllü Yazar ve Şair Betül FIRAT

@paradoks.okur.yazar

@yazarvesair.betulfirat

@e.san.mel

ETİKETLER: , , , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.