Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C
Labirent
4 Kasım 2024 10:43
10
A+
A-

#Amin_Maalouf

#Labirent

#Batı_ve_Hasımları

#Çeviren: #Ali_Berktay

#Okudum_Bitti:

On milyonlarca aile küçük fırınlar inşa etse ve buldukları bütün metali toplasalar, bu üretim Çin’de de yapılabilirdi! Nitekim büyük miktarda çelik üretildi. Ancak kalitesi vasat, hatta kelimenin tam anlamıyla kullanılamaz haldeydi. Onca çaba bir hiç uğruna harcanmıştı! Bu türde başka aşırılıklar da görüldü. “Büyük Sıçrama” sırasında yürütülen kampanyalardan biri, hastalık yayan ve üretimi kötü etkileyen “dört zararlıyı”, yani sıçanları, sinekleri, sivrisinekleri, ve serçeleri yok etmeyi amaçlıyordu. Niçin serçeleri? Çünkü çok miktarda meyve ve tahıl yiyip mahsulü azaltıyorlardı. Başlıca “suçlu”, her yıl dört kilo tarım ürünü yediği söylenen, küçücük ağaç serçesiydi.

Bu kuşlardan yüz milyonlarca bulunduğu için, tek başlarına mahsulün önemli bir bölümünü tüketebilirlerdi. Onlarla savaşmak için bulunan en ilginç ve etkili yöntemlerden biri, gürültü çıkarmaktı. Köylüler sürekli tarlalarda mevzileniyor ve serçeler yaklaşmak istediklerinde konmalarını engellemek için davul, tencere, veya teneke çalarak onları ürkütüyorlardı. Bitkin düşen ve aç kalan serçeler sonunda ölüp taş gibi yere düşüyorlardı. Çocuklar dahil bütün ahali, kimi zaman bir şenlik havasında bu yöntemi hayata geçiriyordu ve sağlanan başarı etkileyiciydi. Serçelerin ve tüm diğer kuşların kökü kazınmak üzereydi.

Ancak bu “zararlı” kuşların sadece tahılları ve meyveleri değil, aynı zamanda böcekleri de yedikleri öngörülmüştü.

Avcıları yok olunca böcekler çoğalmaya ve bitkilerle oburca beslenmeye başladılar. Çok geçmeden ekinlerin üzerine sökün edip geçtikleri yerlerdeki her şeyi silip süpüren göçmen çekirge sürüleri oluştuğu görüldü. Verdikleri zarar o kadar yıkıcıydı ki ülke 1958 ile 1962 yılları arasında modern zamanların en büyük kıtlıklarından birine maruz kaldı; bazı tahminlere göre bilanço otuz milyon ölüye yakındı.

Doğanın hassas dengeleri bozulduğunda ve bu bozulmanın sonuçlarına hâkim olunamadığında neler yaşanabileceği konusunda klasik bir örnek söz konusuydu.

#Kitaptan#Alıntı:

Gerçek yaşam yakın tarih 📕🌳🦜 Tavsiye ederim herkes okumalı!!!

Hasibe Sezer

ETİKETLER: , , , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.