Tiyatro, edebiyatın sahneye taşınmış hâlidir. Sözcüklerin ete kemiğe büründüğü, karakterlerin nefes aldığı bir canlı alandır. Edebiyat; yazıyla insanı anlatırken, tiyatro insanın kendisini yazarın gölgesinden kurtarıp doğrudan ifade etmesini sağlar. Bu yönüyle tiyatro, edebiyatın sadece bir türü değil, onun ruhunu dışa vuran bir aynasıdır. Edebiyat, insanın iç dünyasında yankı bulur; tiyatro...
Bilmem neden küstün darıldın bana Beni sarmaz oldu kolların dostum Yoksa yalandan mı sarıldın bana Hani ya sağların solların dostum *** Senin için dışın başkaymış meğer Üstelik boşuna vermişim değer Yine de bırakıp gidersen eğer Kış ola bağlana yolların dostum *** Önce umut verip sonra gidersin Bizi sanki koyun gibi...
On iki İmamlar bunu bilmez mi Dine hurafeler ekleme Hasan İnsan olan insan yola gelmez mi Her şeyi de benden bekleme Hasan Sen bu toyu kendi toyun mu sandın Yahu sen bu işi oyun mu sandın Bizi güdülecek koyun mu sandın Ayıp ayıp bizi kekleme Hasan Hacı Bektaş Veli hakkın...
Hilal AGIN Hanım bize kısaca kendinizden bahseder misiniz? Hilal AGIN: tabii ki ben Kars doğumluyum 32 yaşındayım. Geniş bir aileye sahibim. Sanata olan sevgimi anlatamam. Hep derdim; hayallerim bir gün gerçek olacak. Bu da efsane yönetmenle gerçek oldu; çok mutluyum. İyi ki Efsane Yönetmen Mehmet Ali Gündoğdu’yu tanımışım ve hocama...
Bu bir masal kitabıdır. Kahramanları da hayvanlardır. Zaman zaman fabl ustalarına da uğranılmış ve selam verilmiştir. Hayvanların milliyeti yazılmamıştır. Masaldaki hayvanlar Türk ya da Kürt hayvanları değildir. Çünkü yazılmış olsaydı Türk hayvanları aleyhinde hiçbir şey yazılamazdı. Madara olan hayvanlar olsa olsa Kürt hayvanlar olurdu. Masallarda geçen olayların üstünde yaşadığımız topraklarda...