<>.theiaStickySidebar:after {content: ""; display: table; clear: both;}
İyi akşamlar dilerim arkadaşlar!
Hacmi küçük ama, konu düşünülünce çapı acayip büyük bir kitap!
Hata Neredeydi?
Doğu’nun 300 yıldır cevabını aradığı bir bir soru.
Hatta bana göre, Batı’nın da cevap aradığı bir soru.
Kimler aramış bu sorunun cevabını?
Önce Oryantalistler sahne almış. Samimiyetsizce
Sonra bundan vazgeçmişler.
Onun yerini daha bilimsel yaklaşan düşünce adamları almış.
Olmamış ki -olmaz zaten…
Bu ikisinin yerini de Ortadoğu’nun entelektüel düşünce adamları almış. Almış da çare olmuşlar mı? Hayır. Sanırım daha kötü olmuş. Mevcut duruma bakınca gözüken bu.
Peki o zaman Bernard Lewis bu kitabı niye yazmış?
Samimi endişelerini dile mi getirmiş?
Çare mi bulmuş?
Yoksa sadece tespitlerden mi ibaret?
Buna da kitabı okuyanlar karar versin…
Kimse adına düşünmek istemem.
Çok fazla somut sayılabilecek örnekler sunmuş Lewis.
Kimi örnekler anlaşılabilir kimi ise muamma…
Ekonomik, siyasi, sanatsal, bilimsel, sosyolojik, kültürel temaslar var. Bu da eseri bir paragrafta anlatmayı engelliyor. Ben de düşündüm ve en iyisinin arka kapak sunuş yazısı olduğuna karar verdim. Bu sunuş yazısından önce eserin “sonuç” bölümünden de bir kısa paragraf yazacağım. Kitap hakkında detay sormak isteyenlere de yorumlar kısmında yardımcı olmaya çalışacağım. B.D.
Bernard Lewis, İngiliz asıllı Amerikalı tarihçidir. Princeton Üniversitesi’nde profesörlük yapmıştır. İslâm tarihi ve İslâm-Batı ilişkisi hakkında uzmanlaşmıştır. Orta Doğu hakkında uzmanlaşmış batılı uzmanlar arasında en çok okunan yazarlardandır. Lakin ben bu görüşte değilim. Ancak çok önemli bir tarihçi – Ortadoğu – tarihçisi olduğu muhakkak. B.D.
– – – – – – – – – – – – –
Sayfa 181: “Önemli olan nokta şudur; eğer İslam özgürlük, bilim ve ekonomik gelişmeye mani ise, İslam toplumu geçmişte, yani Müslümanlar kendi inançlarının kaynak ve ilhamlarına bugün olduğundan daha yakın oldukları bir zamanda bu üç sahada nasıl öncü olmuştur? Bazıları cidden bu soruyu farklı bir biçimde sormuştur: “İslam Müslümanlara ne yapmıştır?” diye değil de, “Müslümanlar İslam’a ne yaptılar?” diye sormuşalar ve suçu (“lastik top gibi” ifade bana ait.) birbirlerine atmışlardır. (Bir paragraf altında da kimler olduğu yazıyor.)”
Sayfa 184: “Bu arada suçlama oyunu – Türkler, Moğollar, emperyalistler, Yahudiler, Amerikalılar – diye devam ediyor ve pek hafifleyeceğe de benzemiyor. Ortadoğu’nun çoğunu yöneten, baskıcı ve etkisiz devletler için, bu oyun, gerçekten de temel bir amaca hizmet ediyor: Hafifletemedikleri yoksulluğu açıklamaya ve yoğunlaştırdıkları zulmü haklı çıkarmaya yarıyor. Bu şekilde, mutsuz halklarının artan öfkesini başka, dış hedeflere karşı yönlendirmeye çalışıyorlar.”
Sunuş Yazısı arka kapak: İslâm dünyası, yüzyıllar boyunca hem askerî ve ekonomik anlamda hem de uygarlık sanatları ve bilim gibi alanlarda öncüydü. İnsanlığın en ön safında, oldukça kuvvetli bir biçimde yerini almıştı. Peki nasıl oldu da aynı yüzyıllar boyunca “barbarlığın” ve “dinsizliğin” karanlığına batan, öğrenilecek ve korkulacak hiçbir şey barındırmayan yer olarak gösterilen Hıristiyan Avrupa bir anda öne geçmişti? Her şey nasıl bu kadar çabuk değişmişti? Savaş meydanlarından ekonomik pazara, kamudan özel hayata kadar Batı hangi kuvvetleriyle zafer üstüne zafer kazanmıştı?
Otoriteler tarafından emsalsiz bir bilgi birikimi ve zarafetle yazıldığı belirtilen, içerdiği konularla oldukça kışkırtıcı ve ufuk açıcı bir eser olarak gösterilen elinizdeki bu kitap,
Bernard Lewis imzası taşıyor. Batı tarafından nasıl alt edildiğini, gölgede bırakıldığını ve tahakküm altına alındığını anlamaya çalışan İslam dünyasının acı dolu tepkisini inceliyor. Karmaşa içindeki bir kültürün hayranlık uyandırıcı portresini sunan Lewis, Ortadoğu’nun dikkatini nasıl Avrupa’nın silahlarına, sanayisine, ticaretine, yönetimine, diplomasisine, eğitimine ve kültürüne yönelttiğini gösteriyor. 18 ile 20. yüzyıllar arasında Batı ve Ortadoğu kültürleri arasındaki çarpıcı farklılıkları, Hıristiyanlık ve İslam, müzik ve sanat, kadınların konumu, laiklik ve sivil toplum, saat ve takvim üzerinden ortaya koyuyor.
Ortadoğu çalışmalarının duayeni olarak kabul edilen Bernard Lewis, Ortadoğu ile Avrupa arasındaki tarihî ilişkiye oldukça isabetli bir bakış açısı kazandıran çalışması “Hata Neredeydi?” ile Türk okuyucusunun karşısına tekrar çıkıyor. Bu yeni çeviri, her yönüyle soluk soluğa okunacak bir başvuru kitabı…
– – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – –
Ben bir şeyler söyleyecek miyim? Hayır.
Sadece klişeleşmiş ve bütün ıstırap çeken dünya devletlerinin ve milletlerinin başvurduğu bir ifadeyi yazacağım. İfade şu: “Bize bunu dış güçler yaptı.” Bu ifade beynelmileldir.
İbn-i Haldun diyor ki: “Bir medeniyet veya toplum sanıldığı gibi dışarıdan değil, içerideki olumsuz etkenlerle yıkılır. Dışarıya kalan sadece ortadan kalkmasını sağlamaktır.”
Daha fazla uzamasın. Durum bu.
Herkesi ve herşeyi okuyun ama, İbn-i Haldun gibi bir dehayı okumayı ihmal etmeyin. İbn-i Haldun okunmasında ısrarım bu sebepledir. B.D.
Hata Neredeydi?
Doğunun 300 yıldır Cevabını Aradığı Soru.
Bernard Lewis.
Çev. M. Murtaza Özeren.
Kronik Yayınları. 191 Sayfa.
Herkese Sağlık dolu ve bol okumalı ömürler dilerim.
Bülent DEMİREL