Hayatımız değişti. Değişen hayatımız gösterişin istilası altında. Bu haramzade merak bir harami sessizliğiyle hayatımıza girdi. Tek hakikat ona hepimiz alıştık. Ve alıştığımız meraka nezleye yakalanır gibi kapıldık. Kapıldığımız gösteriş merakı karşımızdakinin iffet ve haysiyetini kırmak oldu. Karşımızdakini incitmek için günün her merhalesinde bu merakı yaşatıyoruz. Yaşatırken, bu hastalık edebin olmadığı her yerde galibiyete dönüştü. Kirli zaferle taçlanan bu savaş eski dostları kaybettirirken, yeni düşmanları çoğaltmaktadır. Açıkçası arkadaşlar kaybolmakta, akrabalar küsmekte… Çünkü gösterişin tuzu biberi; incitici olan görgüsüzlüktür. Daha doğrusu fakirlik gösterişle cezalandırılıp ateşten bir gömlek olurken, kamçılanan gömleğin tuzu ve biberi zehre dönüştürmektedir. Bugün tattırdığını ertesi gün tekrar başa sararak tattırmaktadır. Çünkü her gösterişten sonra bayatlamış yemekler eski görgüsüzlüğün mührünü taşır. Gösteriş görgüsüzlüğüyle kendini yukarıda sayar ama aslında iliklerine kadar aşağıda olan kendisidir. Ne yazık ki toplumda zenginle fakir arasındaki diyalog bu terkiple sona erdi. Temellerini az gelişmişlerin attığı vasiyetname çok ahmakça ama daima bu vasiyetle yaşayan zenginler var. Ve zenginler gösteriş merakını kaprislerine alet, fakirler haksızlık muamelesini kendine meslek tutmaktadır.