İstanbul
Yağmurlu
19°C
İstanbul
19°C
Yağmurlu
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
9°C
Salı Parçalı Bulutlu
12°C
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
GÖNLÜMÜN PRENSESİ
GÖNLÜMÜN PRENSESİ
Tekin Çakıcı
…
Gönül bahçemde gülümdün
Damarımda kanımdın
Dolaştıkça canıma can verirdin
Gülerdi o güzel gözlerinin içi
Baktıkça gözlerinin içine
Ruhuma neşe salardı gözlerin
Her seferinde divane gönlüm
Aşkı bir daha bir daha tadardı
Kalbim küt küt atardı
Yaşardım o muhteşem heyecanı
Ne güzel günlerdi o günler
El ele kol kola göz göze
Kah kafelerde kah sinemada
Kah dolaştığımız çiçekli bahçelerde
Otururduk çimlerin üzerinde
Başına taç yapardım papatyalardan
Kraliçem derdim ne de güzelsin
Bakardın aşk dolu gözlerimin içine
Eğilir sarılır seni öperdim
Utanır yapma gören olur derdin
Kızaran yanaklarına baktıkça
Toz pembe görürdüm dünyayı bir anda
İçimden derdim ki seviyor beni seviyor o da
Dünyalar benim olurdu o muhteşem duygularla
Bir gün bana demiştin ki ciddi ciddi
Eğer bir gün erkenden göçersem bu dünyadan
Sakın ola beni unutma
Seni o kadar çok sevdimki
Bilki sevdan da gidecek benimle mezara
Eğer unutacak olursan kemiklerim sızlar orada
Bu nasıl sözler güzelim bu nasıl sözler demiştim sana
İnsanlık hali demiştin her şey var şu yalancı dünyada
Bir gün istenmeyen ayrılıklar olabilir sana da bana da
Sana unut bunları demiştim o gün
Hep kuşkuyla yaşanmaz ki bu dünyada
Meğer kader neler çizermiş insanın alnına
Şimdi sen geçirdiğin kötü bir kaza sonu
Akıl Hastanesi’nde bilincini yitirmişler arasındasın
Her gün aralıksız ziyaretine geliyorum
O gözlerimin içine bakan aşk dolu gözlerin
Bilinçsiz boş boş bakıyor etrafa
Tanımıyorsun beni gelen annen baban ve kardeşlerin gibi
Boş boş bakıyor gülüyorsun gelen herkese
Sanki başka bir dünyanın insanıyımmışsın gibi
Şimdi ben kimi unutacağım ki
Yok olan kaybolan bir daha geri dönmeyen seni mi
Yoksa dünyadan bir haber yüzüme aval aval bakan
Sevgilim kılıklı hayalet gibi birini mi
O günkü söylediğin sözler havada kaldı
Eğer bir gün bu halinle göçüp gidersen
Şimdi içinde olmayan o büyük aşkı da götüremeyeceksin
Şimdi sen varken karşımda yokluğunu yaşadığım
Güzeller güzeli sevdiğim
Şimdi sen bu halinle hiçbir duygu taşımıyorsun
Benim gibi acılar İçinde yaşamıyorsun
Var iken yokluğun bıçak gibi ciğerime saplanıyor
Geceleri kabuslar içinde fırlıyor uyanıyorum
Bu durumu bir türlü kabullenemiyorum
Her gün dualarla büyük umutlarla
Tekrar hayata döneceğin gözlerinin içi gülen
Tanrı’ya yalvararak o eski günleri bekliyorum
Ben seni çok sevdim güzelim çok
Tıpkı o ağlatan aşk romanlarındaki gibi
Nereden bilebilirdik ki
Aşkımızın sonu o romanlara benzeyecek ti
Sen hala çok güzelsin
Ama ne yazık ki farkında değilsin
Ben görüyorum bugün de
Hala o muhteşem güzelliğini
Keşke anlatabilseydim sana
Gözlerinin içine baka baka
Ama bugün gazetelerde manşet
Acılı büyük aşkımızın büyük hikayesi
Okurken gözyaşlarım dinmedi
Döküle döküle eritti deldi gazeteleri
Tıpkı benim günden güne eriyen yüreğim gibi
Elbetteki Tanrıdan ümit kesilmez
Ümitle sonsuza dek bekleyeceğim seni
Sevgilim, aşkım, gönlümün prensesi
Yorumlar
Benzer Konular
SEN DE YANASIN Abidin FAKIOĞLU … Bir zaman gelir de ah’la yanarsın Kanayan yarana özlem sararsın, İnlesen çağırsan duyan olmasın Yandırdığın gibi sende yanasın. Günler geçmiyor ki yürek yanmasın Yaktığın yürekle sende yanasın, Dinmesin acılar çilen dolmasın Yaktığın ateş te sende yanasın Çağlayan su gibi gönüle aktın Mezat mezat aşk...
az ışıklı, çok gözlüşehirlerde indimgece trenlerinden ne eteğimde taş vardıne mataramda su İçinden nehir geçenşehirlerde indim yatağınıtemizliyordu sular İndim,sırtını dağa yaslamışşehirlerde sağ omzumdaağırbaşlı yalnızlığım sol omzumda kelimeler Öner Fikri
(1) (Komple Tecnis-Çift Ayak) Kalbinin içinde gezen bir düştüm. Çektiğim hallerde neyim kaldı ki. Sonu belirsiz bir mahzene düştüm. Baktığım yıllarda neyim kaldı ki. * Lokumundan yedik markası “Gül”müş Resmine baktım ki fotoya gülmüş Bahçede gördüğüm yar kokan gülmüş Diktiğim güllerde neyim kaldı ki. * Yaşardık beraber köyümüzdü Çay İçinden...
Nice güzelleri gördüm, birisi, var ki bam başka Yüreğime kement attı çağırdı dönülmez aşka Kanıma girdi çıkmıyor, oturdu gönülde köşke Sevmek ne güzel duyguymuş, hayata bağladı gönlüm Aşkın şakası olmazmış, başıma geldi anladım Yürümekten yorgun iken sanki şimdi kanatlandım Semalarda yarıştayım, gökte uçuyorum sandım Kendi kendime dedim ki, bir imkan...
Bir zamanlar sana koşardım Adım, adım Her şeyi senle yaşardım Sana anlatırdım Kitaplarım isimlerin le dolsun Albümümde resimlerin olsun derdim Her karşılaşmamızda resim isterdim Her Perşembe akşamını İple çekerdim Umutla beklerdim. Akrep dönemez olmuştu ekseninde Zaman durmuştu yerinde Gelmediğin son Perşembe gününde Önce hafif bir kırmızılık sardı Ankara’yı Ufuk yavaş...
Bu sokak öyle ışıltılıydı ki; parlayan ışıkların altında kendini kaybedersin. Yerlerde yemek artıkları, kulağa çalınan klasik notalar, havada uçuşan pahalı hesaplar, almaya cesaret edilmeyen göz alıcı elbiseler. Kimi hak edenin üstünde. Kimi hak edenin altında. Istırap çekiyordu kumaşlar o sıkıca sarılan vücutlarda. Gülüşler sahteydi, bakışlar ise meraklı. Bir şeyler arasın,...