GECE
SEMRA ŞENOL
482 SAYFA
Giden ister bir kadın olsun ister bir erkek, ortada öksüz bırakılan, yarım kalmışlığıyla boynu bükülen “aşk” olurdu hep. Kaybeden her zaman iki taraftır, ayrılığın kazanımından gelir elde edense sadece gurur. O da derde deva olmayı becerememiştir aşkın miladında.
Yaralı bir sokak köpeğine yardım etmek için, hiç düşünmeden kendini yolun ortasına atan Gece, durduracağı araçla hayatının tamamen değişeceğini hiç aklına getirmemişti o yağmurlu günde. Aniden duyduğu fren sesinin ardından, öfkeyle arabasından inen adamı karşısında gördüğünde tek amacı, bir aracın çarpıp kaçtığı zavallı sokak köpeğini yaşatabilmekti. Şanslıydı, duran arabanın sahibi Sinan’da duyarlıydı hayvanlara karşı ve bu ilginç rastlantı dönüm noktası olacaktı ikilinin hayatında.
Bu garip tanışmanın ardından yolları bir iş toplantısında tekrar kesişti Gece ve Sinan’ın. Sonrası çorap söküğü gibi gelecek, daha ilk karşılaşma anında hissettikleri duygular aşka dönüşecekti kahramanlarımız için. Öyle ki birbirlerinden ayrı nefes bile alamayan çiftimiz, evliliklerinin ardından bebeklerinin olacağını öğrendiklerinde mutluluklarına mutluluk katılacaktı.
Herşey bu kadar mükemmel ilerlerken kara bulutlar çöküverdi bir anda üstlerine. Hemde en yakınlarından gelen bu felaket, daha pek çoklarının habercisiydi aslında.
Gece ve Sinan’ın mutluluğu ile başlayan yolculuğumuz, hikayeye katılan bir çok kahraman ve macera ile devam etti. Aşk, ihanet, fedakarlık, yeraltı dünyasının karanlık figürleri derken bitmeyen bir aksiyonun içinde buldum kendimi. En çok Asiye nine karakterini sevdim bu hikayede. Karadenizli, dediğim dedik, yufka yürekli ama bunu kimselere göstermeyen kahramanımızın yöresel şiveyle yer aldığı satırlar oldukça keyifliydi.Peki bunca heyecanın ardından Gece ve Sinan kaybettikleri mutluluklarına kavuşabildi mi derseniz, okuyup görmeniz gerekecek. Ankara Kitap Fuarı’nda kesişmişti sevgili Semra ile yolumuz. Hoş sohbeti, güler yüzü için kendisine yeniden teşekkür ediyor, okurun bol olsun diyorum.
Umuda giden yolda bir taşıyıcıdır turna kuşu, ister yolunu bulsun ister bulmasın.
Aldanan ister kadın, ister erkek olsun; aynı şiddete maruz kalır yürekte. Her ihanet bir yıkım bırakır geride!
Trabzon’da aşk meşk olmazdı, bir bakışa takılan gözlerle kalbe sevda düşer, yıllarca pişerdi. Şimdiki nesil gibi aşık oldum deyip üç gün sonra başkasına düşmezdi gönül.
LÜTFEN KİTAP OKUYALIM!!!
Arzu ORTAÖREN