Dağı taşı dolaşırım Dertlerimle savaşırım, Özlemin ne büyük yara Özleminle savaşırım . Kara gözler üzüm üzüm Yokmu hasretine çözüm, Görmüyor başkasın gözüm Hayalinle savaşırım. Gidemiyom bu ellerden Geçemiyom boz sellerden, Sorarım ben yad ellerden Sensizlikle savaşırım. Yüreğimde derin yara Koyma beni ahu zara, Açsan yürek defterimi İçi baştan başa kara....
Evet, severek yazdım. Severek yazdıklarım kabul görür müydü? Yazarlık, sonucunu bilmediğim ve sonucunu bilmek istemediğim bir vazife oldu. Vazife, bir çilekeşin çileli yumağına dönüştü. Çileli hayatta yalnız ve yabancı idim. İçinde yaşadığım hayat bana yabancı ve yabancı hayat benden razı değildi. Yalnızlıktan ve yabancı olmaktan kurtulmak için gazete sayfalarına sığındım....
Bakındığın her bir şeydeGözlerimin hakkı vardır,Alıp verdiğin nefesteYüreğimin hakkı vardır. Tatlı tatlı dillerindeBahçendeki günlerinde,Durulmayan göllerindeYunus gibi hakkım vardır Tutunduğun her bir şeydeTırnağımın hakkı vardır,Bal yaptığın peteğinde Damağımın hakkı vardır. Yürüdüğün yolların daTutunduğun dalların da,Sarıldığın kollarındaHasretimin hakkı vardır. Belik belik saçlarındaÖrgü örgü izim vardır,Yürek yakan ateşindeHiç sönmeyen közüm vardır. Abidin’im neylesin...
sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen, sen,...