ÇARK YAPILIR

(DENİZ DESTANI) Sene yetmiş iki, yaşım on iki Nasıl bir devrimci yürek onunki Çocuksu heyecan benimki belki …Sanki bir efsane, gizem sezmişim …Vay benim Deniz’im, Deniz Gezmiş’im Hak, hukuk, adalet arar haklıydı “Ne bir haram yedi, ne cana kıydı” Yiğidin solunda devrim saklıydı …Eşin yoktur diyar diyar gezmişim …Vay benim...

Dost dediğin insanlar, Evlerine rahatça gidebildiğin, gittiğinde ise sürekli sohbet edebildiğin, Gülüp, gülüştüğünüz ve tatlı espri sözlerden karşılıklı alınmadığınız insanlardır. Tanıdıklarınıza bakın Akrabalarınıza Arkadaşlarınıza Komşularınıza Her gün görüştüğünüz insanlara bakın Söylediği sözlere bakın; birkaç ay öncesi söylediklerine, bir de bugün söylediklerine bakın Birbirine uygun mu? Sözleriyle yaptıkları tutarlı mı? Buna...

Yarı cahil ile edersen sohpet,İnsanı kendinden ettirir nefret,Öyle bir konuşur edersin hayret,Kör cahile seni,dua ettirir. Konuşsa alime yedirir kafa,Alimden bilgili çıkar bin defa,Yokluğu kaldırır koyar bir rafa,Kör cahile seni,dua ettirir. Zalimi başına eder hükümdar,Dalkavukluk onun için büyük kar,Memleket yansada,olur bahtiyar,Kör cahile seni,dua ettirir. Kör cahil olsaydı,susardı biraz,Sen kara de,o der,vallahi...

SENİ NASIL SEVDİM BİLSEN FAKİOĞLU ABİDİN … Aklımda sen usumda sen Yürüdüğüm yolum da sen, Bir gün bana çıkıp gelsen Seni nasıl sevdim bilsen. Yorulmaz at dört nal ile Perişanım sevdan ile, Oynama sen bu can ile Seni nasıl sevdim bilsen. Gemileri yaktım geldim Seni canıma can bildim, Çıkıp gelse...

Bakışmamızın ilk vaktinde hayatımın miladıydı. Benim yanışıma maruz bırakan da bakışlarındı. Binlerce insan gördüm, karşımda yıkıldılar. Seni gördüm karşında yıkıldım. Dil midir seni görünce susan? Kalp midir seni görünce coşan? Varlığın mıdır beni yok sayan? Yokluğun mudur beni her zerre parçalayan? Yüzünde bir hayatı anımsıyorum. Yüzünde bir hayata tutunuyorum. Yüzünde...

Köylü teyze bahçesinden topladığı ıspanak, marul, maydanoz, roka, dereotu gibi pek çok yeşilliği bir güzel yıkayıp demetler halinde küçük paket lastikleriyle bağlayıp tezgâhının üzerine dizmişti. Ayağında kara lastik ayakkabısı, evde dikilmiş şalvarı, başörtüsünün üzerine tünettiği siperlikli boyacı şapkasıyla gelip geçenlere ümitsizce sesleniyordu. Ispanak var, marul var, maydanoz var! Sabahleyin tezgâhını...