DOLAR
32,4087
EURO
34,8145
ALTIN
2.404,15
BIST
10.208,65
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
16°C
İstanbul
16°C
Az Bulutlu
Cumartesi Parçalı Bulutlu
18°C
Pazar Açık
20°C
Pazartesi Açık
21°C
Salı Az Bulutlu
23°C

BABALAR VE EVLATLARI

20 Nisan 2024 10:18
0
A+
A-

BABALAR VE EVLATLARI

İbrahim Ayğırcı

Hepimiz birer babayız. Ortak vasfımız; çocuklarımızı iyi yetiştirmektir. İyi yetiştirmek isterken, nereden başlayacağız? Hep bir telaş içindeyiz. Telaş içinde çocuklarımız için şahlanırken, hata da yaparız. Her hatalı şahlanış, faziletiyle ve günahıyla sadece babalıktır. Babalıktır ama bugün çocuklar babasından rahatsızdır. Babasından farklı kendi kaderini çizmek isteyen çocuklar rahatsızdır. Çünkü her baba çocuğunun şahsiyetini kendi şahsiyetiyle başlatmak ister. İsterken, kendi çocuğunun şahsiyetine ipotek koymaktadır. Böyle babalar kendi rüyalarını çocuklara ezberletmek ister. Güya rüyasında kendine bağlı hayırlı bir evlat yaratmaktadır. Çocuğun kutsiyeti; babaya itaatkarken ancak hayırlı evlat vasfını kazanmakta… Bizde hazin bir kaderleri var böyle çocukların. Çocuğun kaderi babanın kendini seyretmek istediği deniz olmakta… Hayırlı evladını adeta büyütüp seyrettiği denizde görünen sayfası yapmak ister. Ama sayfalar suda döşenmez. Yaratılmak istenen çocuk dalgalı suda yontulmaz. Yontulsa bile heykel dalgalı suda kanaviçe gibi işlenmez. Yazılanlar dalgalarla bozulurken, artık evladı da babasına paralel olarak büyümüştür. Hayatın gerçek dalgalarıyla tanışmıştır. Tanıştığı gerçek hayat; hatıralarıyla, ümitleriyle ve heyecanlarıyla dalgalı denizde sadece kendisidir. Hayatın dalgaları içinde yaratılan hep babanın istediği değil de bir başkasıdır. Ve bir başkası zamanla babası tarafından denizde unutulan asi çocuk olur. Zavallı baba: “ Çocuğum beni tanımadı” diye feryat eder. Gerçek olan çocuğunu tanımayan kendisiydi. Ne yazık ki baba ile çocuğunun arasındaki diyalog babanın son telaşıyla sona erer mi, ermez mi bilinmez ama kavga hala devam etmektedir. Babalar ve oğullar arasındaki çatışma bizim vazgeçmediğimiz dramımız olmaktadır. Anlatmak istediğim; asır öncesi tutucu babalarla, asır sonrası devrimci gençlerin çatışmasını konu almaktadır. Devrimci geçinen gençler de değişti. Muhakkak olan şudur ki; gençler yaşadıkları çağa sığmıyorlar, hep istikbale koşuyorlar. Dün öğrendiklerini bugün kullanmıyorlar. Bugün öğrendiklerini yarın kullanmayacaklarını da biliyorlar artık.
Başlamadan biten bir oyun… Bu oyun sahneleri beyinlere resmedilmeden gün değişmektedir. Çocuklar ve babalar değişen günle birbirinden koptu. Her kopuş tehlikeli iken bizde tehlikesinden bahseden yok.
Yazarın Diğer Yazıları
15 Nisan 2024 13:25
19 Ocak 2023 23:25
16 Ocak 2023 12:47
9 Ekim 2022 16:26
20 Ekim 2022 01:00
27 Mayıs 2022 11:36
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.