DOLAR
32,3675
EURO
34,7406
ALTIN
2.435,04
BIST
10.048,44
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
17°C
İstanbul
17°C
Az Bulutlu
Salı Hafif Yağmurlu
15°C
Çarşamba Az Bulutlu
18°C
Perşembe Az Bulutlu
19°C
Cuma Hafif Yağmurlu
17°C

ANKARA, MON AMOUR

ANKARA, MON AMOUR

ANKARA, MON AMOUR!

ŞÜKRAN YİĞİT

167 SAYFA

📖İnsan nasıl bazı kitapları çok severek okusa da, bir süre sonra neler olduğunu unutur ve o kitaptan sadece bir duygu kalırsa geriye, o günden de bana sadece bir duygu kaldı.

🌿İçinde Ankara olan şiirler, hikayeler, romanlar beni hep etkilemiştir. Çok uzun yıllardır Ankara’da yaşıyor ve Ankara’yı çok seviyor olmamın etkisi bu elbette. Bu kitabı da sahafımda görür görmez aldım. İyi ki almış ve okumuşum. Öyle etkili, öyle hüzünlü, öyle akıcı bir eserdi ki.

🌿Hikayemiz üç farklı gözden, üç farklı başlıkla anlatılıyor. 60’ların sonlarını çocuk Suna’nın gözünde okudum ve çok eskilere gittim. Mahalle kültürü, komşuluk ilişkileri, sokak oyunları, gazoz kapakları, istop, misketler, beş taş, çocukluğun o masum halleri ve Suna’nın ve ailesinin yaşamına bir anda girip hayatlarını bambaşka bir yola ileten yeni komşuları. Gülay hanım ve kızı Emel.

🌿80’lerin başını ise Emel’in anlatımı ile dinliyoruz. Çocukluk anılarını, belkide ilk gerçek arkadaşı Suna’yı geride bırakarak gittiği İstanbul’dan geri dönen Emel ve Suna’nın yeniden bir araya gelişi. ODTÜ yerleşkesi, kaynayan bir ülke, 12 Eylül darbesi, itiraf edilen gerçekler, dostluğun hele ki temeli çocukken atılmış bir dostluğun gücü.

🌿Son bölümde ise Suna’nın yurtdışından gelip bir süre onlarla yaşayan dayısı Ömer’in anlattıkları eşlik etti bana. Öyle bir tesadüf ki bu dönüş, Gülay hanım ve Emel’in mahalleye gelişine denk geliyor. Yaşanan bir aşk, sonrasında Ömer’in kayboluşu, yıllar sonra yeniden Ankara’ya dönüşü, herkesten uzakta geçirdiği yıllar.

🌿Hüznü oldukça derinden işleyen, siyasi olayların ise bu hüzne gölge gibi eşlik ettiği bir kitaptı. 60’ların Ankara’sını bilmiyorum elbet ama 80 darbesi sonrası geldiğim Ankara’da kitapta anlatılan dostluklar, komşuluklar, mahalle kültürü devam ediyordu. Alemdar yada Seyran sinemalarına gitme şansım olmadı yada troleybüslere de yetişemedim ama Ulus, Kızılay, Gençlik Parkı, Soysal Pasajı, Küçük Esat, Ankara Garı, Milli kütüphane halen var olan ve anılar yüklü mekanlar. Akman Pastanesinde çok boza içtik, şimdi yerinde yeller esse de Kızılay ptt önünde çok buluştuk dostlarla. Yakın zamanda restore edilen Zafer Çarşısındaki kitapçılara sıklıkla giderim. Radyodan çok arkası yarınlar dinleyip, verilen kan anonslarına duyarsız kalmayıp kan vermek için hastanelere koşan büyüklerimizi hatırlarım. Hele ki o çeyiz sandıkları. Bir çoğumuzun evlerinde vardı eminim. Aralıklarla açılan, özene bezene saklanan o sandıklar. Sakarya Caddesinde bolca türkü dinlemişliğimiz de var dostlarla. Kısacası bu kışları soğuk ama insanları sıcacık memur şehrini, Başkentimizi, Ankara’yı çok seviyorum. Anlatılan hikayeyi de çok sevdim. Tavsiyemdir, okuyun mutlaka.

📖Düşününce beklentileri ortaya çıkar insanın, beklentilerden de hayal kırıklıkları.

📖Bu şehirde bulduğum ve yine bu şehirde bıraktığım masumiyetim şimdi nerede gömülü?

LÜTFEN KİTAP OKUYALIM!!!

Arzu ORTAÖREN

ETİKETLER: , , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.