Unutmak…Unutulmak diye bir şey yok. ALIŞMAK diye bir şey var. Bazı geceler sabah olmak bilmiyor Olsunda istemiyoruz zaten. Gündüzünü görmek istemediğimiz geceler de var. O geceleri unutamayız… Bir de… o geceleri yaşatanları. Canım dediklerimiz… Canımızı verdiklerimiz Bir bir gidiyor… Ve gitmekte. Giderken boşta gitmiyorlar. Canımızdan can, Kanımızdan kan götürüyorlar. Anlayacağınız...
HALDUN TANER ÖYKÜ ÖDÜLÜBÜ KAZANAN YAZARA 25.000 LİRA ÖDENECEK.(SON BAŞVURU TARİHİ.29 EYLÜL 2023 CUMA)… Yazarlar, 1 Ocak 2022- 31 Aralık 2022 tarihleri arasında Türkçe yayımlanmış öykü kitaplarının değerlendirildiği yarışmaya kendi imzalarıyla başvurabilecek. Bunun yanı sıra yayınevleri+üniversiteler+sanat ve eğitim kurumları+meslek kuruluşları+sivil toplum örgütleri de ödül için eser sahibinin imzalı onayıyla aday...
Uğruna feda ettiğin şeyleri, Pes edip yarıda bıraktığın her şeyi Göz önünde bulundurup kalkmayı Bir gün elbet başaracaksın. Yol yakınken kalk ayağa, Bakma sana söylenen laflara, Konuşur onlar sen başardıkça, Elbet susacaklar bir zaman sonra, Başlamak başarmanın yarısıdır aslında, Kendine güven hedefini düşün ve başla, Unutma kimse, Hazıra...
MİNE SÖĞÜT’ÜN KIRMIZI ZAMAN ADLI KİTABI ÜZERİNE NOTLAR Arzu ORTAÖREN … Yaşamanın ilk şartı bir gün mutlaka ölmektir. Birbirinden bağımsız başlayan hayat hikayeleri, ilmek ilmek dokunan acılar, gerçeğin içinde, gerçeğin dışında iç içe geçmiş yaşamlar. Geçimini çöp toplayarak sağlayan bir baba ve temizliğe giden bir anne ile tüm imkansızlıklara rağmen...
Öküz möküz bulamadım Kendimi koştum sabana Ekini hiç sulamadım Tabana kuvvet tabana İnsan bu işten bıkıyor Kemeri sıktıkça sıkıyor Heryerimizde çıkıyor Çıbana bakın çıbana Kimi güldü kimi kızdı Bak aramızdan su sızdı Senin gibi akılsızdı Selam söyle o babana Alparslan kendim eyledim Dünya malını neyledim Ben de o kadar söyledim...
Altmışlı yıllardı. Çocuktuk. Gördes kırsalındaki evimizde yaşıyorduk. Kırsalda yaşamanın en büyük zorluklarından birisi de yalnızlıktı. Bazen günlerce aile üyelerinden başka insan görmezdik. Çocukluk arkadaşlarımız, eğer varsa kendi kardeşlerimiz olurdu. Hal böyle olunca herhangi bir nedenle evimize gelen insanları büyük bir ilgiyle karşılardık. Aile büyüklerimiz misafirlerle sohbet ederken, biz çocuklarda acaba...