Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
19°C
İstanbul
19°C
Az Bulutlu
Cuma Çok Bulutlu
21°C
Cumartesi Az Bulutlu
20°C
Pazar Hafif Yağmurlu
18°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
17°C

ZEYTİNDAĞI

ZEYTİNDAĞI
16 Ekim 2025 11:46
5
A+
A-

ZEYTİNDAĞI (176 sayfa)

Adını duymuştum, çoktandır okumayı hep istiyordum. Bir hazan mevsimine denk gelmesi de ayrı bir tesadüf.

Bu kitap özetle: ‘’Koca bir imparatorluğun çöküş öncesi öyküsü.’’ Hem de olayları bizzat yaşamış Falih Rıfkı Atay’ın kaleminden.

Anadolu halkı Arap’a, Arapçaya o denli inanmıştı ki, onların yalanları bile ‘’Ayet tesiri’’ yapmıştı, diyor kitabın bir bölümünde.

Lakin din kardeşimiz diye inandığımız, onları koruma, kollama, asayişlerini sağlama uğruna; yoksul Anadolu insanından esirgediğimiz çil çil altınlar… en hazini de gidip de gelmeyen Mehmedler…

Sayfalar ilerledikçe, ‘’Şimdiye dek niçin okumamışım?’’ diye içimden duyduğum pişmanlıklar. Belki de ‘’bu pişmanlığı duyan ilk kişi ben değilimdir’’ diye bana teselli veren kafamdaki karma karışık düşünceler… İşte tüm bunların toplamı: ‘’Zeytindağı’’

Bu kitabı okurken, ‘’Osmanlı Torunuyum’’ iddiasında bulunanlar; ‘’Osmanlıyı Mustafa Kemal ve efradı yıktı’’ zannedenler okumazlar mı acaba diye düşündüm. ‘’Silahlar, toplar, altınlar, develer ve erzak hepsini verdik. Ve bütün seferden bize yine yalnız bir Türk çocuğunun isimsiz nişansız mezarından başka bir şey kalmadı.’’ (sayfa 106) Bu cümle bile bize çok şey anlatmıyor mu?

Ayrıca Osmanlıyı kimin yıktığını, hazinemizin nerelere harcandığını, yine de sırtımızdan vurulduğumuzu da bilmezler mi acaba…

‘’Büyük harpte bazı cephelerimizin en hazin hali, siperin manevi şerefinin ve maddi hakkının geridekiler tarafından yenilmiş olması…’’ bu cümle bana çok hazin geldi ve cevizin kurdunu anımsattı…

Büyük ümitlerle bel bağladığımız, yüz yıllardır kutsal veya stratejik diye Anadolu topraklarından ve insanından esirgediğimiz parayı, pulu, şefkati buralara vermiş olsak da sonuç yine hüsran olmuştur.

‘’Filistin bozgunundan sonra, husisi bir trenle İstanbul’a dönerken, ancak o zaman Cemal Paşa Anadolu’nun fakir topraklarına bakarak: -Keşke buralarda vazife almış olsaydım, diye söylenmiştir.

İşin içinde olanlar, canı yananlar, gerçeği görenler o topraklara ne denli kıymet verdiğimiz halde yine de yaranamadığımızı, sırtımızdan vurulduğumuzu anladıklarında çok geç kalmıştık.

‘’Zeytin Dağı’’ kitabı bize: ‘’Ne varsa Anadolu’da ve Anadolu insanında var’’ gerçeğini yüzümüze bir şamar gibi vurmaktadır…

Salih KOÇ

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.