Değer versen bir kadınaKalbe giden ışığı bulDeğer versen bir kadınaKalbini çal ve aşkla dol.Benzer kuşa bu kadınlarFazla sıksan uçup giderBenzer güle bu kadınlarKoklamasan ölür gider.Sıcacık bir yürek isterKadınlar hep sevgiye açBiraz şefkat ilgi isterO sıcak bir aşka muhtaç.Çirkin diye kadın yokturBakışları keskin okturSevgi ile bakan çokturFala benzer bu kadınlar.Kadın ana kadın bacıErkeklerin hep ilacıFedakardır çeker acıEmektardır gülkadınlar Servet Bardak
POSTA GÜVERCİNLERİ ZEYNEP PERÇİN 240 SAYFA Posta güvercinleri, evini bulmak için saatlerce, günlerce uçabilir. Onların bir yerden bir yere haber taşıdığını düşünürüz. Oysa tek gayeleri azat edildikleri yuvalarından bir diğerine varmak içindir. İkinci Dünya Savaşı yılları. Nazi zulmünden ailesini korumak için İtalya’ya kaçan Johan’ın tek amacı eşi ve kızını bu...
FELZEFE YAZILARI YEDİNCİ BÖLÜM Zeki Coşkunsu GÖRELİ ÖZ-GÜR AKLINIZLA OTANTİKÇE & ÖZ-GÜRCE Mİ DÜŞÜNÜYORSUNUZ YOKSA İNANIYOR MUSUNUZ!? Sözün özü, “insanın önünde envâ-i çeşit tuzaklar, hileler ve barikatlar bulunabilir!” Hedefe ulaşmak için bu tür “tuzaklardan, hilelerden ve barikatlardan kurtulmanın yolu; ‘doğru düşünme’yi ve ‘doğru soru(yu) sorma’yı esas edinmektir.” Bunu...
HİÇ SUAT DERVİŞ 249 SAYFA “Ne olmuş kadına… Neden yatıyor? Ne olacak bayım. Hiç. Görmüyor musun, hiç olmuş.” 1935 yılında Cumhuriyet gazetesinde tefrika edilen, sonrasında 1939 yılında kitaplaşan “Hiç” Eylül ayında eşlik etti bize. Sevgili Azime ablam, Emine ablam ve Özgün ile okuduk. Şimdi de yorum zamanı. Eşlik ettiğiniz için...
Taş kentin arasında, umutla filizlenen bir sonbaharın son boy gösterişiydi dönümüne. Bahar yaklaşıyordu. Ağaç olma yolunda atılan tohumların yüzleri yavaş yavaş toprağa gülümseyen bakışları ile insanın içini ısıtıyordu. Toprağa damla damla düşen yağmur geriye aromatik huzur veren kokusunu gelişigüzel bırakıyordu. Yazın habercisi olan bahar tohumlarını insanın içine de düşürüyordu halbuki. ...
Madem sordun anlatayım gördüğüm son halini Aşkın cenderesinde sıkılmış bir haldeydi Dilinden hiç düşürmüyor unutmamış o seni Gidişin deprem olmuş yıkılmış bir haldeydi Kimselerle konuşmuyor selam bile almıyor Gıdam ağlamak diyor ne yapılsa gülmüyor Derin derin. ah çekiyor belli seni özlüyor Bir taş gibi kaskatı kesilmiş bir haldeydi Günlerdir aynı...