SEN SUS
BERRİN ARI
142 SAYFA
Her aşkın trajediye dönüştüğü bir coğrafyada iki kadın. Bastırılmış kişisel hesaplaşmaların içe doğru yıktığı duvarlar. Ruhların hırpaladığı gövdeler. Birleşen, tekleşen kaderler.
Evin tek oğlu olmanın şımarıklığı ile herşeyi yapmaya kendinde hak gören kocasının çapkınlıkları, hor görmeleri, şiddeti altında ezilen, tüm bunlara çocuklarına sarılarak göğüs geren Sabah.
Annesinin erkenden ölümünün ardından analık elinde ezilen, babasından hiç ilgi ve sevgi bulamayan, küçük yaşında evlendiği kocasından baba evinde göremediği sevgiyi görsede önce iki küçük yavrusunu, kısa süre sonrada eşini kaybeden Şükran.
Çocuk yaşta gelin edilmiş, hayatları hakkında söz sahibi olamayan, bastırılmış, susturulmuş iki kadının Sabah ve Şükran’ın hikayesi. Ve bu iki kadının yıllar sonra çocukları aracılığı ile kesişen yolları.
Sayın Berrin Arı’nın adıma imzalı yolladığı bir eser eşlik etti bana bir süre önce. Yorum yapmak bu zamana kısmet oldu. Akıcı bir dili var kitabın. Kadın olmanın zorlukları, ataerkil düzenin kadına layık gördüğü kılıf sade bir dille anlatılmış. Şükran ve eşinin aşkına hayran oldum, en çokta kimseyi kırmamaya çalışarak düzene baş kaldırma, yeniliklere ayak uydurma çabaları güzeldi. Sabah ve eşinin ilişkileri ise çileden çıkardı beni ne yazık ki. Birde yöresel bir yemekten bahsediliyor ki ben çok severim. Arabaşı. Kış günlerinin sevilen bir yemeğidir bazı bölgelerde. Lezzetli bir çorba ve hamurdan oluşur, uzun kış gecelerini eğlenceye çevirir yemesi.
Benim gibi kadın hikayeleri okumayı seven dostlara tavsiyemdir. Yazarımızın kalemine, yüreğine sağlık. Okuru bol olsun dilerim.
LÜTFEN KİTAP OKUYALIM!!!
Arzu ORTAÖREN