Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
8°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

Semih ÖNGÜN ile Röportaj

Semih ÖNGÜN ile Röportaj
A+
A-

İNADINA KIVIRCIK :  Merhabalar Semih Bey. Öncelikle davetimizi kırmayıp Edebiyat Sanat Meltemi sitimizde röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkürler. Lütfen okuyucularımız için kendinizi tanıtır mısınız?

Merhabalar İnci Hanım.. Nazik teklifiniz için ben çok teşekkür ederim…  İsmim Semih ÖNGÜN. 1981 yılında Ankara da doğdum ve onun sokaklarında kırklandım diyebilirim. Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü mezunuyum. Bir kamu kurumunun Bilişim Departmanında İş Analisti olarak çalışıyorum.  Bekarlık sultanlık diyenlerden değilim ama hükümdarlığımı halen sürdürüyorum. (Gülümsüyor…)  Ailem ve şiirlerim vazgeçilmezlerim…

İNADINA KIVIRCIK :  Sıklıkla duyduğunuz bir sorudur belki ama ziyaretçilerimiz için bir daha cevaplarsanız seviniriz. Yazmaya nasıl ve ne zaman başladınız?

“Bir damla olsam…”  Lise sıralarında Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenimiz Sayın Asuman Alkan’ın verdiği bu    kompozisyon ödevi ile başladı her şey… Yazdıklarımı okuduğumda ayakta alkışlanacağım hiç    aklıma gelmezdi. Yıllar sonra bunun sınıfça yapılan bir şaka olduğunu öğrendiğimde ise artık çok    geçti. Ne sözlerimi geri alabilirdim ne de yazdığımı baştan yazabilirdim o güne geri dönüp. Bir dize umuttu yaşatan beni ve almıştım elime bir kere kalemi.. Şaka ile başlasa da adımı    şaire çıkarmıştı arkadaşlarım sağ olsunlar ciddi ciddi. (Gülümsüyor…)

İNADINA KIVIRCIK : Emekleriniz sonunda alkışlanmanız, ilgi odağı olmak… Ne kadar güzel… Peki! Kitap yazma fikri nasıl ortaya çıktı?

İlanı aşk için şiirler yazıp kızların defterlerinin arasına koymak zor geldiğinde karar verdim.  (Gülümsüyor…)  Şaka bir yana yazdıklarınızı kitaplaştırma fikri ilk günden itibaren aklınızın bir köşesinde yer   ediyor. Görüşüne değer verdiğiniz kişilerin cesaretlendirici yaklaşımları ile kendinizi içten içten   hazırlamaya başlasanız da şartların olgunlaşması zaman alabiliyor.

İNADINA KIVIRCIK : Ziyaretçilerimiz için yayınladığınız kitapların isimlerini söyler misiniz? Kitaplarınızla henüz tanışmamış okuyucularımız için içeriğinden de bahsedebilirsiniz.  Kitaplarınızda okurlarınızı neler bekliyor?

2020 Aralık ayında “Tek Kişilik Aşklar” isimli ilk kitabım yayınlandı.  Kitabımı 2017 yılında kaybettiğimiz rol modelim Dedem Ömer Rafet TUNALI ya ithaf ettim.  İsminden de anlaşılacağı üzere kitapta karşılıksız aşk temasının yoğun olarak işlendiği sade ve açık bir dille yazılan 81 adet şiir yer alıyor…  Tek kişilik aşk dışında hasret, vefa, pişmanlık, ayrılık, sitem, çocukluk, ölüm, Ankara konulu şiirler  ile birlikte  “Barış Manço” anısına ithafen yazdığım özel bir şiirim de yine okurları bekliyor.

İNADINA KIVIRCIK :  Yazılarınızı yazarken zorlandığınız anlar oldu mu?  Kendinizi nasıl motive ettiniz?

Her yazarın yeni ürünler ortaya koyamadığı formsuz dönemleri olabiliyor tıpkı sporcular gibi.  Yeteneğini kaybettiğini dahi düşünebiliyor. Derin bir nefes alıp daha fazla gözlem yaparak ve tanımadığım kişilerle empati kurmayı deneyerek atlatmaya çalışıyorum böyle zamanları;

 “Ben Annemin oğluyum pes edemem” diyerek motive ediyorum kendimi. (Gülümsüyor…)

İNADINA KIVIRCIK : Ne kadar güzel bir motivasyon cümlesi.  Yazılarınızı kaleme alırken ne tür okumalar yapıyorsunuz?  Yazılarınızı üretim esnasında özellikle okuduğunuz bir tür var mı?

Edebiyatın türleri arasında en zor olanıdır belki de şiir…  ‘’Her insanın bir öyküsü vardır, ama her insanın bir şiiri yoktur.’’ der örneğin Özdemir Asaf.

Çok ince işçilik gerektiren noktalar barındırır içerisinde.   Üretim aşamasından ziyade öncesinde hayat ile karşılıklı birbirimizi okuyoruz.   En içten şiirler birkaç dakikada yazılabilir belki ama o hissiyatlarının olgunlaşması bir ömür alabilir.

“Bir seviyi anlamak, bir yaşam harcamaktır. Harcayacaksın. “der biliyorsunuz üstat. Benimkisi de o misal..

İNADINA KIVIRCIK : Kendinize örnek aldığınız, idol olarak gördüğünüz yazar ya da şair kim ve neden?

Öncelikle beni bana anlatan dizeleri nedeniyle “Özdemir Asaf”,    Şiirin dilini yalınlaştırması nedeniyle “Orhan Veli Kanık”.   Ve… benim gibi “r”leri tam telaffuz edemediği için “Cemal Süreya”. Tek y ile. (Gülümsüyor…)

İNADINA KIVIRCIK :  Günümüz yazarlarından kalemini beğendiğiniz yazar ve şairler kimlerdir?

Yeni Türkü nün şarkılarıyla ilk kez tanıyıp bir daha vazgeçemediğim “Murathan Mungan”.  Betimlemelerinin şahaneliği nedeniyle yakın zaman öncesinde kaybettiğimiz “Küçük İskender”.  Ve… Şiir dışında “Kahraman Tazeoğlu”,  “Sunay Akın”, ”Uğur Batı”, ”Sinan Meydan”

İNADINA KIVIRCIK : Yazarken ilham veya motivasyon  kaynağınız nelerdir? Biraz bahseder misiniz?

Esin kaynağını üniversite yıllarında bulan ve yirmi yıla yakın bir süre şiirlerini aynı kişi için yazan biri olabilir mi günümüzde derseniz kitabımı okumanızı şiddetle öneririm.   Tek Kişilik Aşklar için SGK ya prim yatırılıyor olsaydı eğer malulen emekli sayılabilirdim bu süre sonunda. (Gülümsüyor…)

                            “Hala var yeryüzünde masallardan gerçeğe göç edenler

                                     İçlerinden birisi de sana çok yakında

                                     Sonunda payıma sevilmeyen bir ben

                                     Hiç unutulmayacak bir sen düşse de

                                     Seviyorum seni…”

Yolda yan yana geçseniz muhtemelen artık tanıyamayacağınız birini sevdiğinizde Mecnun’u daha İyi anlıyor ve hissettiklerinizi satırlara dökebiliyorsunuz.   Aslında onu değil; sevmeyi seviyorsunuz…

İNADINA KIVIRCIK :  Yazmak sizin için ne ifade ediyor? Hayatınızın neresinde yer alıyor?

Annemin ani kaybı sonrasında yazmak benim için aynı zamanda bir terapiye dönüştü.  Kitabım ile tutunuyorum hayata bu aralar.

İNADINA KIVIRCIK : Nur içinde yatsın diyelim. Sizin için çok acı olmalı. Peki,   Kitaplarınızın yayınlanma sürecinizden bahseder misiniz? Yaşadığınız zorluklar nelerdi?  Bu süreçte size kimler destek oldu? 

“Edebiyat karın doyurmaz, çay içirir” sözünün doğruluğunu idrak ettim işin içine girince. Tek geçim kaynağı yazarlık olan herkesin Allah yardımcısı olsun. Maliyeti yazarın kendisi tarafından karşılanmadan yayınevleri yeni isimlere pek şans vermiyor   açıkçası. Ben de hayalimi gerçekleştirebilmek için böyle bir yol izlemek mecburiyetinde kaldım ve 2020 yılının Aralık ayında Karina Yayınevinden kitabımı çıkardım. Yayıma hazırlık sürecinin Pandemi dönemine denk gelmesi talihsizlik oldu. Basım tarihi bir nedenle hep ötelendi ve Annemi acilen ameliyata aldıkları gün kitabımın hazır olduğu haberini aldım. En büyük destekçim ve güç kaynağım Annem oğlunun kitabını bir kez olsun eline alamadan Hakkın rahmetine kavuştu. Yaşadığım en büyük zorluk bu oldu benim için…

İNADINA KIVIRCIK : Semih Bey, yazmak isteyenlere önerileriniz nelerdir?

Küçükken yazmaya başladığınızda büyüyünce hevesin geçecek diyenler olacaktır ama siz onlara kulak asmayın ve kaleminizi elinizden düşürmeyin. Yazmanın ruhunuzu şifalandıran yönüne inanamayacaksınız.  Daha iyi yazabilmek için daha çok okuyun, daha çok gezin ve insanlarla daha çok empati kurmayı deneyin. En iyisi olmayı hedefleyin ve yeteneğinizin hakkını verin. Kişinin önce kendi kul hakkına girmemesi ve kendisini sevmesi gerekiyor.  Çünkü; günün sonunda tüm aşklar tek kişilik yaşanılıyor.   Çünkü; ayrılıklar da sevdaya dahil ve ayrılanlar hala sevgili…

İNADINA KIVIRCIK : Güzel ve keyifli bir sohbetti Semih Bey.. Röportajınız için teşekkürler. Son olarak okuyucularımıza ne söylemek istersiniz?  

Aynı şekilde benim için de çok keyifli bir sohbetti İnci Hanım. Ben de sizlere çok teşekkür ederim. “Tek Kişilik Aşklar” sadece bir başlangıçtı…  Okurlarım için yakında sürprizlerim olacak. Yaşadığım aşklara artık onları da şahit yazabilirim. (Gülümsüyor…)  Tüm şahitlerin huzurunda kimsenin tesiri altında kalmadan yeni kitaplar için söz veriyorum. (Gülümsüyor…)   Sağlıcakla ve şiirle kalın!!!

İNADINA KIVIRCIK : Veda vakti geldi.  Sanatla, edebiyatla kalın, hoşça kalın… Edebiyat ve Sanat Meltemi yuvanızda essin…

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.