anlamayın beni;
eritsin kıvransın sadelik ve pulsuzluk
anladığınızda simam şaşkınca çakallaşacak çünkü
sahiden sarih açık kanadımı salmak istiyorum
azat olmak
kötülüğü parçalayıp, iyiliğe kuşanmak
saf rüyalardan safdillikten kanımca
doyumsuzca bilgi merakına atılmalı yüreğim
heyecanlarımı şafağa açarak gözlerimi
kirpiklerim kucaklamalı sevinci, yası
bir daha doğmalıyım, ölmeliyim ve dirilmeliyim
aşkım atlaslarda gezinmeli
bulduğum her coğrafyada bir telaşla bir heyecanla
mahcup olmalıyım
gidebildiğim, konuverdiğim her yere kolaycana yayılmamalı
yabancı rüzgarını suratıma kondurmalıyım
dimağıma kazımalıyım anı, geçeni
yaşamalıyım bu dünyayı
kahırdan çileler şenliğinde
kul olmalıyım Yaratan’a
varmalıyım secdeye, daima tutunarak
bırakmamacasına
dualar okumalıyım
sunaklarda, sulaklarda boylu boyunca yayılmalıyım
tarihten öte tarihe karışarak katılmalıyım
harcamalıyım doyumsuzca zamanı
insan olmaya bir daha serinkanlı
yüce birikinti vadileri, havzalar gibi
körpe hayallere susamalıyım
bal eylemiş ki katmalıyım dilime
ve yaşamalıyım hayatın debdebesinde fakirane güngörmüş
zenginin tutkalında maya yoğurmuş annem
yaşamalıyım özlemle adları adlara sarmalıyım
öfkem var; dizginlenmeli
şımarıklar, kancık gençlik
memeye bağıran bebekçe çığlıklar koparmalıyım
ömür ki şarıldamalı yaşlı bastonum
rahat hezeyanlar takınmalıyım
delice vurulmuş baytar
eczacı haplarından midem kasvetçe sızlayacak
aşınmalı takımım
yeniden entari sarmalıyım bünyeme
kum fırtınalarında
dehlizli anadolu yollarında
karadeniz çatallı ormanlarda sızlanmalıyım
bir daha ve son kez
yaşayıp ölmeliyim
dirilmeliyim tekrar
insanım demem için
şeytana hançer vurmalıyım ilk günden
son güne değin
kin tutmalıyım iblisi
doğmalı sevinçler, yeller çırpınacak
adlar verin bizlere
şarkısız düğünler ısmarlayın
inecek var!
yolcular geçiyor
burası kaç asırdır tantana doğurdu
kaçkın hayaletler birikiyor
yetmecesine salın bizleri
haykırsın şuurlar
apak olmak da var.
Metin ARPACI