Mecburiyetleri vardır insanın Aşk gibi, aşkını söylemek gibi Belki reddedilmek belki pişmanlık Elleri koynunda ağlamak gibi Kara bir çukurda yaşarcasına Sevgiyle ölüme koşarcasına Gayya kuyusuna düşercesine Yüreğini ķözde dağlamak gibi Boşa koysam dolmaz, almaz dolusu Gönlüm imkansızın olmuş delisi Çarşamba, perşembe derken salısı Cumayı pazara bağlamak gibi. Yasak, uzak, tuzak...
Eskidi yıllar Eskidi bakışlar Değişti mevsimler deAma senin kokun değişmedi Titriyor dizlerKamburlaştı bellerKöreldi gözlerAma senin kokun Hep genç kaldı Sis perdesine büründü anılar Görüntün silik,solukKalp te tekliyor artık Ve senin kokunEvet..senin kokun…Aşk kokusuHasret kokusuKahır kokusu Hiç eskimedi, eskimiyor İlk günkü gibiİlk an ki gibiCanlı canlı İçin için Öldürüyor beni Ramazan...
Hayat, başı ve sonu belli olan bir kitap gibidir. Hayat, giriş gelişme ve sonuç olarak üç bölümden oluşur. Giriş bölümü ve sonuç bölümü tüm insanlık için aynıdır ve değişmez. Giriş bölümü doğum, yani hayata gözleri açmak, sonuç ise ölüm, yani ebediyete uğurlanmaktır. İnsan gelişme bölümünü kendi belirler. Doğar, belli bir...
Eskiden yaşam o kadar zor değildi. Köylü köyünde, şehirli şehrinde yaşardı. Herkesin evi ve işi tek yaşamdı. Dünya daha bir küçüktü. İnsanların birkaç dostu olurdu ama dostlarıyla beraber hitap ve muhatap bir haldeydi. Ama bugünün sanal dünyasında bire bir sabit dostluklar kalmadı. Dostlarla beraber çocuklar da değişti. Çocuklarımız da artık...