

Bizler büyürken bir taraftan da zaman değişti. Masallar bile eski havasında değildi. Pinokyo daha büyük yalanlar söylüyor, bal kabakları atlı araba olmuyordu. Yedi Cüceler Pamuk Prenses’i uyandırmaya çalışmıyor, Rapunzel’in saçları uzamıyor böylece prens kuleye tırmanamıyordu.
Keloğlan da artık şarkı söylemiyordu.
İnsanlar bencilleşti, saygı, sevgi bitti, yalan had safhaya çıktı, arkadaşlık, dostluk yok oldu. Karakterler bozuldu, menfaat dünyası oldu dünya.
Eskiden çiçekler bir başka açardı, kuşlar daha güzel öterdi sanki. Güneş başka parlar, ay daha belirgin, yıldızlar daha çoktu. Şarkılar daha anlamlı, şiirler daha güzel, romanlar kalıcı, anılar unutulmazdı. Sokaklar cıvıl cıvıldı, çocuk kahkahaları kulaklarda çınlardı. Deniz, Belgin, Ayşen, Nesrin… ip atlar, saklambaç oynardı. Okulda teneffüs aralarında köşe kapmaca, çıkışta elim sende, cumaları “Bugün cuma enseni kapa” oynanır ve pazartesi sendromu olmadan okula gidilirdi. Buluğ çağımızı bilmez, bunalıma girmezdik. Teksas, Tommiks okur, sokaklarda koşar, şarkı, türkü ve marşlarla coşar, eğlenirdik. Aynı mahallenin, aynı sokağın çocuklarıydık. Herkes birbirini tanır, kavgasız gürültüsüz yaşanır, komşu komşunun derdine derman olurdu. Çünkü arkadaşlık, dostluk, komşuluk önemliydi. Kimse kimseye kolayca arkasını dönmezdi. Kırılsan bile zaman içinde unuturdun. Bayramlar da tatile değil herkes birbirine gider gelirdi. Renkli mendiller, şekerler, çikolatalar, tatlılar gırlaydı. Dolmalar, köfteler daha bir lezzetli, börekler, kadayıflar başka bir görünümdeydi.
Annemizin terliği havada uçar gelir bize yerleşirdi. Akşam annemiz babamıza şikayet edecek diye daha bir uslu olurduk. Velhasılıkelam kimler geldi kimler göçtü bu dünyadan. Kimimizin annesi, kimimizin babası, kimimizin her ikisi de yok bugün. Ama her zaman anılarımızda ve yanımızda olacaklar. Her zamanki gibi bizi kollayıp, gözetecekler. Hayallerimizin ve umutlarımızın gerçekleşmesi dileğiyle. Çocuklarımıza güzel bir dünya bırakmak arzusuyla.
Mutlu yarınlara. Sevgiler.
Ayşen Özgür