Hiçbir vakit,
Tatminkâr olmayacak ayrılık ,
Bir bahçe sevi sunsam da adak niyetine,
Dadanacak kalp uçlarıma.
Hülasa; yıkıklık!
Yine de
Direnç içindeyim her şartta ben,
Ölümlü dünyada aşka,
Dudağım sarkık.
Hafızamda kavi bir akkor,
Ne zırh kâr eder ne kalkan
Ruhumda bir nodül büyüyor senden nedenli,
Ne denli bir özlemdir bu böyle
Git gide çoğalan!
Gülüşünü hazmetmek zor ki ne zor!
Telefonun ucunda erkil sesin,
Kölesi benim ,
Mercek altında büyüyen beyaz tenin,
Karanlığa çeki düzen vermeye yarıyor
Senin için dökülen şiirler ,
Aydınlığına müptedan olan benim.
Bilirim,
Gözelerine sızmak
Mümkün mü mümkün değil!
Ama ezelden ahire,
Hep uzun metrajlı sevdim seni hep,
Seçil seçil..
Oysa kaderde varlığın,
Topu topu bir fragman.
Anonim bir acı, özleyiş odaklı,
Analitik arlara sığmadan..
Bu kadar deneycil sevmek de olmaz ki hani!
Olur mu ki test etmek iradeni benimle?
Presto!
Artan gerilimiyle bir melodi,
Konsantre bakışlar ,
Kireç yüzümde delirgenlik emaresi,
Mesaisi başlıyor parmak ucu akımının;
İki elin bileşimi, balalayka!
Ruh bilişimi seansı;
Bir de haberci kuşlar, kanadı öpülesi…
Gel dercesine kılcalıma!
İllet tecrübesi benimki yani,
Ödlekçe yaklaşım yanağına,
Askıda kalan hevesler!
Yine de iştahla seviyorum
Seni anlatan sözcükleri.
Bilgece bir çöküş her nereden baksan,
Panaromik çöl semptomu
Bariz bir çiçek döküş akasyada,
Kelebeklerde travma
Septik acı sendromu,
Dozajı bilinmeyen tablet ve yanma..
Nasılca bir sen doluyor bir anda içime ?
Niçincesini tarif edemediğim bir çoğalma,
Hayalinin dibini bulduğumda.
Kendine vebal arayan bir haşarılık,
Damarlarda yer altı çavganları.
Bilinçiçi normlar türetmek oluruna bakmadan.
Elden yüreğe hicret!
Dudağını ayıklıyorum kiraz ağacından,
Çözümlenmemiş hasret olacaksa da arkası,
Varsın olsun!
Her ilmik bin ömre namzet!
Gül desenli örtü,
Kıpır kıpır masa,
Çin daması oynuyoruz seninle,
Kazanan bir gülücük verecek ömürlük
Ufacık bir hataya mahal yok o yüzden,
Muazzam bir yortu
Ne güzel bir gülüş ışıyacak o yüzden..
Yenilir miyim arzuna,
Bir bilsem!
Bir bilsen ,
Yetimce muhtacım arzına!
Oldu bitti olimpik bir düş yüzücüsüyüm; sevdakeş,
Meyilli meyilsiz soluğuna kulaçlanan,
Sende bir kaş kaldırma, muzipçe
Besleyici bir bakış, umuda.
Gecenin menfaati,
Uyumlu iki gölge,
Tam da tavında in cin
Karartma vakti, üflenmiş mumlar
Afallatıcı her bir saniye,
Karbon kağıdı,
Arasında zulalı anılar
Pısırıklık kertesinde güvercin..
Olağan içi olabilir anlayacağın her şey,
Köpük, kahve, şeker;
Isıyan soluk.
Gün gelecek karneyle dağılacak olsa da sevda,
Bize keyfe keder
Uzayıp giden kuyruk .
Ve hayal sonu;
Bir bozkır ezgisi,
Bizlenmiş ozan kopuzunda.
Ben topladım bereketli topraklardan
Ne de güzel duruyor,
Kısıtsız gelincikler topuzunda.
YUSUF GÖKBAKAN