Günün telaşı, o hızlı atlar, koşturup duran gölgeler çekilirken bir bir, şimdi usulca iniyor akşamın sessizliği. Sana bir köşe ayırıyorum zihnimde, kimsenin uğramadığı, toz tutmamış bir raf. Orada, deniz kenarındaki o taş evin açık kalan penceresinden sızan ılık, tuzlu rüzgar var. Masanın üstünde yarım kalmış bir bardak çay, ve yanık...