Halkın teveccühü, mesleğim Yazarlıktır. Ben de bu mesleğimi severek yapıyorum.
Yazar Musa DİNÇ’İN yazarlık dışında birçok mesleği olmuştur. Sağlık Hizmetlerinde İletişim Uzmanıyım, akademik bir geçmişim de vardır. Sağlık Eğitimcisiyim aynı zamanda otuz üç yıl kamuda, bir yıl özel bir okulda öğretmenlik de yaptım; daha ötelere gidersem sağlık memurluğu da yaptım; köy, ilçe ve merkez sağlık ocaklarında çalıştım. Türkiye’nin beş ili hariç hemen hemen hepsini gezdim ve gördüm. Emekli bir eğitimciyim, Aydın /Didim’e yerleştim, aktif olarak yazarlığımı yapıyorum; bana gelen kitap dosyalarının redaksiyon çalışmalarını yaparak editörlük hizmetlerini zaman zaman yapıyorum.
B.F. Yazmaya nasıl başladığınızdan ve ne kadar zamandır yazdığınızdan söz eder misiniz biraz?
Diyarbakır Cumhuriyet İlkokulu’nu pekiyi derece ile mezun oldum. İlkokul sıralarında skeçler, parodiler, kısa piyesler yazdım ve temsillerde hep başrol oynadım. Öğretmenlerimden övgüler ve hediye kitaplar aldım. Diyarbakır Sur içindeki Ulu Cami yanında yer alan kütüphane ikinci adresim olmuştu. Kış aylarında özellikle soğuk günlerde hem ısınma, hem de bol kitap okumam için bir barınak oldu.
İlk yapıtım Artvin / Ardanuç Sağlık Meslek Lisesi’nde idareci iken yayımlandı. “Şöhretli Eşek Arıları”1993 yılında yayımlandı. Yaşantım ve birikimim bana kılavuzluk etti. Öncelikle gizil gücümü keşfettiğim için başaramayacağım diye bir kaygı ve korku yaşamadım. Mizaha yatkındım, çalışmalarım o doğrultuda oldu. Edebiyat çevrelerinden, mizah yazarlarından övgü dolu mektuplar aldım.
“Sevgili Musa Dinç Şöhretli Eşek Arıları ve Acıkan Karıncaları aldım Gülmece yazınına kitaplar hoş geldi siz hoş geldiniz. Öyküler güzel, sizi kutlarım. Bu ülkede ne çok gülmece yazarı yetişirse o denli sevineceğim.
Muzaffer İZGÜ
“Çok değerli Musa Beyciğim, göndermek inceliğini gösterdiğiniz “Acıkan Karıncalar ”adlı gülmece kitabınızı aldım ve beğeniyle okudum. Kitabınız bana simgesel olarak yazılan Liliputlar Ülkesi yapıtını anımsattı. Siz de, ülkemizin sorunlarını daha ayrıntılı ve boyutlu olarak yansıtmışsınız. Doğrusu hem gülerek, hem de acı acı düşünerek okudum. Ellerinize beyninize sağlık.”
Mehmet AYDIN
“Toplumun tabanından geliyor Musa Dinç. Konuları da konularının özüyle çakışan biçimi de, üslubu ve dili de tabandan geliyor Onun üslubu kadar yaşama, olaylara bakışı da özgün. Anlatımı net ve iğneli. Bütün öykülerinde gülümsetip düşündüren bir hava var. Yazarımızın Diyarbakır’ın yazın ve düşün yönünde de verimli toprağından geldiği belli. Konularıyla anlayışıyla halka dayanan Musa Dinç, bence mizah edebiyatımızın sayılı yazarları arasındadır. “
Mahmut MAKAL
“Musa Dinç’in mizah dili esen yel gibi insanı götürüyor.”
Veysel ÖNGÖREN
“Acısı yoğun bir coğrafyada yaşıyorsunuz. Orada bile gülmeyi gülmeceyi başarabilmek kutlanacak bir iş doğrusu. 12 Mart ve 12 Eylül darbelerindeki derlediğim ceza evi fıkralarını anımsadım birden.
Kötü ile yanlışla, zulümle mücadele bazen buruk bir gülücükle silahtan çok daha etkin yapılırmış. Gülmece için sanatın en zor dalıdır derler. Siz zoru başarmış sayılırsınız. Başarıya sınır çizilmezmiş ayrı sorun. Emek sermaye arasında var olan çelişkiyi ihmal etmeden yapacağımız işler, sanat, varlığımızın en temel doğrusudur. Bu anlamda doğru yolda olduğunuz için sizi yürekten kutluyorum.”
Hasan KIYAFET
“Musa Dinç, Güneydoğu’nun alabildiğine girişimci bir delikanlısıdır. Sağlıkçıdır. Gücü yettiğince sağlık işlerine koşar. Öğretmendir, kendi öğrencilerinin yanı sıra koşar başka okul öğrencilerine de dersler veren yazardır, bir yılda yedi güldürü kitabının çıktığını gördük. Konferansçıdır, koşar il ilçe ve köylerde konferanslar verir. Gazetecidir, ciddi güldürü gazetelerde, dergilerde hep onu görürüz. Musa Dinç, yeni bir Aziz Nesin olduğunu bize müjdeliyor, sanıyorum.”
Âşık İHSANİ
B.F. Yayınladığınız kitap sayısı ve konuları nelerdir?
(1993-2021) yılları baz alındığında 28 yılda 20 kitap yazmışım. Türleri genelde mizah ağırlıklı öyküler, sonra denemeler, derleme masallar, roman, tiyatro, aforizmalar, şiir olmakta.
B.F. Yazarken karşılaştığınız zorluklar oldu mu? Yazmak ve yayınlamak; sizin için hangisi daha zordu?
Edebiyat dünyasına girmek, kabul görmek hele bu zamanda hiç de kolay değildir. Eserinizin basımı, dağıtımı okuyucu ile buluşması, kabul görmesi dünyanın en zor şeyidir. Tüm bu badireleri atlayıp zirveye çıktığınız zaman işiniz daha da zorlaşır, çünkü zirvede rüzgâr çok eser, bu sefer sizi çekemeyenler, kıskananlar, hazmedemeyen baronların kıskacına takılırsınız. Okyanuslar da yüzmek her babayiğidin harcı değildir.
B.F. Yazılarınızda sizi besleyen kaynaklar nelerdir, ilham kaynağınız nelerdir; biraz bahseder misiniz?
İlk önceleri Muzaffer İZGÜ’DEN, daha sonraları Aziz NESİN, Rıfat ILGAZ, A.ÇEHOV, Hüseyin Rahmi GÜRPINAR, Emile ZOLA, Fakir BAYBURT, Balzac, Sulhi DÖLEK, Nazım Hikmet RAN, Zoşçenko ve diğer tanınmış kara mizah öykücülerinden etkilendim.
Tabii ki sadece okumak ve etkilenmek yetmiyor. Yaşadığım süre içinde başımdan geçen trajedi ve komik anılar en büyük hammadde kaynağım oldu; kolay değildir dört üniversite bitir, yüksek lisans yap, memleketin yirmi beş ilinde ikamet et; binlerce öğrenci yetiştir, yüzlerce kitaba editörlük yap, efsane Gırgır dergisinde uzun yıllar köşe yazarlığı yap, baba adına kitap evi kur, yayıncılık, sahaflık yap ve daha neler neler…
B.F. Kitap okur musunuz? Bulunduğumuz dönemde yayınlanan kitaplarla ilgili düşünceleriniz nelerdir?
Kitap okumak hayatımızın en önemli bileşkesi, istesem de istemesem de kitap okumak zorundayım. Kitaplığım çok zengin altı bin kitap barındıran bir kitaplığım var. Kitap; proteindir, vitamindir benim için.
B.F. Yazmanın sizin için ne ifade ettiğini öğrenebilir miyiz?
Ben mizah yapıyorum. “Kişilerin ve toplumun aksak tarafları üzerinde yoğunlaşarak; iğneleme, silkeleme, ironi yaparak eleştirmek. Daha doğrusu taşı gediğine koymak için mizahı tercih ederim.”
B.F. İyi yazmak için bir formül var mıdır size göre?
İyi yazmak için öncelikle çok iyi bir okur olması gerekir.
İyi bir okur kaliteli ve nitelikli eserler okuyabilir ancak kendisini ilgilendiren ilgi alanına giren kitaplara daha çok yönelmelidir. Bir kitap okuyucuyu sıkıyorsa okumamalıdır. Şöyle bir örnekle açıklarsak daha iyi olur kanısındayım; Manavdan bir karpuz aldınız, yemek için karpuzu kestiniz; karpuzun kelek olduğunu gördünüz. O karpuz yenilmeyi hak etmiyor demektir.
‘İyi bir okuyucuyum’ diyebilmenin tabii ki kıstasları var: Bir yıl içerisinde 1-5 kitap okuyorsa o bireyin iyi bir okuyucu olmadığı,5-10 arasında kitap okunuyorsa az okuyucu,10-15 arasında kitap okunuyorsa orta düzeyde okuyucu,25 ve üstünde kitap okuyanlar ise iyi bir okuyucudur. Bu standardı istatistik verilerden biliyorum. Bir yıl içerisinde ortalama 70 ile100 kitap okuyorum.
Yazarın kitapları iyi okunuyorsa ve yazar sürekli gündemde kalmayı başarabilmişse bu yazar iyi bir yazardır diyebiliriz.
B. F. Yazarken ne tür kriterlere dikkat ediyorsunuz?
Toplumsal, çağdaş, güncel olmasına dikkat ederim ve mutlaka her öykümün sonunda taşı gediğine koymayı bilirim.
B.F. Yazmak isteyenlere önerileriniz nelerdir?
Bol bol kitap okusunlar. Her olaya bilimsel açıdan bakmalılar. Ön yargılı yaklaşımlardan ırak olsunlar, empatik iletişime önem versinler.
B.F. Buradan okurlarımıza mesajınız nedir, ne söylemek istersiniz?
“Kısa Dalga” üç dalda ödül almış 20. Ustalık Eserim. “ Hayat Yolunda Kendine Güven” kitabım da akademik uzmanlık eserim. “Arkadaşım Ninem Adaşım Dedem” kitabım da 7-12 yaş grubuna hitap eden çocuk öyküleri eserim. “Gurbet Yollarında” yazmış olduğum tek romanım. “Akıl Terazisi” yeni çıkan denemeler eserim. “Suçsuz/ Kara mizah öyküler “ 2. Baskısı çıkan yeni eserim. “Tipten Tipe, Mizah Öyküleri” kitabımın 4. Baskısı yeni. Bu eserlerim şu an var. Diğer eserlerim tükenmiş, satışta değil. Yazmış olduğum eserlerimin hepsini çok beğeniyorum, yalnız benim beğenmem yetmiyor, tüm okuyucular tarafından keyifle okunuyor, beğeniliyor ve tebrik ediliyorum. “İyi ki de yazmışım,” diyorum.
Sanata, sanatçıya bakış açınız; ilgi ve alakanız için çok teşekkür ederim. Sizin aracılığınızla dostum olan tüm okurlarıma selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
@paradoks.okur.yazar
@yazar.betulfirat_fan