MAVİ TRENİN ESRARI
AGATHA CHRISTIE
287 SAYFA
Nisan ayına heyecanlı bir başlangıç yaptık sevgili Fatma ve sevgili Sevilay ile. Kızlar teşekkür ederim eşlik ettiğiniz için. Yeni heyecanlarda buluşmak üzere.
Kitabın konusundan önce yazılma hikayesini sizlerle paylaşmak istiyorum. 1927 yılında Agatha Christie ilk eşi Archibald Christie’den ayrılmak üzeredir. Morali oldukça bozuktur ve yazma hevesi büyük ölçüde azalmıştır. Otobiyografisinde aynen şu sözler yer alır kitap üzerine. “Bu kitabı bir an önce yazmak istememdeki neden, hatta daha açık belirtmek gerekirse buna zorunlu olmamdaki neden para kazanma gerekliliğiydi. Bu tam amatörlükten profesyonelliğe geçiş dönemimdi. Bu açıdan içimden gelmese de mesleki açıdan kaleme sarılma riskini göze aldım…” İyi ki bu riske girmiş. Biz severek okuduk bu heyecanlı serüveni.
Ruth Kettering, lüks mavi tren yolculuğu sırasında vahşi bir cinayete kurban gider. Ayrıca yakın zamanda babasının hediye ettiği paha biçilmez yakut mücevherleri de çalınmıştır. Bütün oklar ayrılmak üzere olduğu eşi Derek’i işaret etmektedir. Çünkü Derek hem maddi açıdan büyük bir çıkmazın içindedir, hemde eşini bir dansçı ile aldatmaktadır. Üstelik bu ikili, cinayetin işlendiği trende Ruth ile seyahat etmiştir.
Aynı trende çok önemli bir konukta vardır. Zeki dedektifimiz “Hercule Pioret.” Toplanan deliller, suçluyu işaret eden oklar dedektifimizi pek tatmin etmeyecek, kendi yöntemleri, müthiş ikna kabiliyeti sonucu gerçekleri ortaya çıkaracaktır.
En başta da demiştim oldukça heyecanlı başladı Nisan ayı. Sevgili Agatha Christie tam bir ters köşe yaptı ve ben katili bulamadım Bir yere kadar doğru iz üzerindeydim fakat sonrası tam bir şaşkınlık. Sevgili Fatma’yı tebrik ediyorum, katili tahmin etme başarısından dolayı. Bu ufak tefek, zeki adamın olaylara yaklaşımını, insanlarla olan ilişkilerini seviyorum. Hoş bir serüven için okuyun bu kitabı diyorum.
LÜTFEN KİTAP OKUYALIM!!!
Arzu ORTAÖREN