KOLEKSİYONCU
JOHN FOWLES
SAYFA SAYISI:271
Oxford Üniversitesi’nde Fransızca eğitim alan İngiliz yazar, bir süre Fransa ve Yunanistan’da öğretmenlik yapmıştır. İlk eseri olan Koleksiyoncu ile birlikte kendini sadece yazarlığa adamıştır. Bu kitabıyla büyük başarı kazanan Fowles, ilk yazdığı dönemde bu eserini yayımlatmakta oldukça zorluk çekmesine rağmen, kitap basıldıktan sonra, elde ettiği başarıyla büyük bir üne sahip olmuştur. Yazarın ilk kitabı olmasına rağmen aslında daha öncesinde, 1950’li yılların başında, Büyücü adlı eseri üzerine çalışmış olup bu kitabını ancak 1965’te tam 15 yıl sonra yayımlatabilmiştir. Bu nedenle ilk kitabı Koleksiyoncu’dur. Romanlarını gerçekçilik ve varoluşçu tarzda birleştirerek postmodern bir üslupla yazmaktadır. Etkilendiği yazarlar Thomas Hardy, Charles Dickens, Albert Camus, Franz Kafka ‘dır.
Bu romanında kelebek koleksiyonculuğu yapan içine kapanık, özgüvensiz Frederick’in platonik olarak aşık olduğu güzel resim öğrencisi Miranda’ya olan karşılıksız aşkını anlatan son derece sinir bozucu güzel bir kitap. Sevdiği kızı kaçırıp önce kendine aşık etmeye çalışan sonra başaramadığı için yaşadığı çaresizliğe çözüm bulmaya çalışan psikopat Frederick ve bir çiftlik evinin bodrumundan kaçmaya çalışan Miranda’nın hazin öyküsüne tanık olacaksınız.
Dilinin akıcılığı, kurgusu sayesinde bir solukta okuyacağınız eserde Miranda’nın yaşadıklarına çoğu zaman öfke duymamanız mümkün değil. Hikayeyi iki roman kahramanının dilinden ayrı ayrı dinliyorsunuz. Bu da tarafsız bir gözle eleştirmenizi sağlıyor. Bir ara konunun sıradanlığı bir sonraki adımın ne olacağını tahmin etmeniz olayları sıkıcı bir hale getirse de mutlaka okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Yazarın diğer kitaplarını da okuyacağım. Özellikle filme çevrilmiş olan Fransız Teğmenin Kadını kitabını da listeme ekledim. Psikoloji ve gerilim sevenlere okumasını tavsiye ederim.
Alıntılar
Yaratıcı olmayan insanlara yaratma fırsatı tanınırsa ortaya kötü insanlar çıkar. (Sf:231)
Ebru IŞIK