Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
17°C
İstanbul
17°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

Kırk Ambar

Kırk Ambar
28 Mart 2023 21:49
371
A+
A-

Hayırlı akşamlar Arkadaşlar!

– Cevabını veremeyeceğimiz, kısa yazıyorsak eğer, ifadelendiremediğimiz sözler söylememeliyiz, yazmamalıyız. Hatta mümkünse düşünmemeliyiz.

– Söz güzel diye (herhangi bir söz) peşine düşüp, kendimizi düşünemez hale getirmemeliyiz. Değerlendirmeliyiz, sorgulamalıyız.

– Beşer sözü, istikrarsızdır. Hataya meyillidir. Çoğu zaman ve hatta her zaman yoğun duygulardan oluşur. Yoğun duyguların itidali yoktur. Nefret barındırabilir, sevgi barındırabilir, öfke barındırabilir, sevinç barındırabilir, keder barındırabilir. Ancak beşer, yoğun duygularla söylenmiş sözlerden her an döngeri edebilir.

– Beşer sözü öncelikle sahibini bağlar. Yazılı, sözlü ve/veya eylem olarak karşı bir değerlendirme ile muhataplık ihtimalini unutmamalıdır.

– Kendi adımıza söz söylenilmesine, yazılmasına, düşünülmesine ve eylem yapılmasına, belirli bir oranda, o da makul ve mantıklı ise ve hakkı ihlal etmiyorsa izin vermeliyiz. Doğru istikamette kullanıldığı sürece “itiraz” dediğimiz kelime ve hak bu sebeple vardır.

– Bizleri ifade ettiğini zannettiğimiz ve düşündüğümüz sözleri, yazıları ve eylemleri dikkatle tetkik etmeliyiz ve unutmamalıyız ki, bunları da eyleyen bir insandır ve hangi şartlarda gerçekleştirmiştir.

B.D.

İşte, yukarıdaki ifadelerde şahsıma ait ifadeler ama, bilhassa yaşadığım, isteyerek veya istemeyerek tecrübe ettiğim ve soyut düşüncelerden ibaret. Doğru şeyler söylüyor olsam da, öncelikle şahsımı bağlar. Bu yazıyı, mensup olduğum ve çoğunluğu kitap grubundan oluşan sayfalarda da paylaşacağım.

Çünkü; Bir yazar ve kitabı, her ne olursa olsun sevilmek, sövülmek, övgü düzülmek, sövgü düzülmek için, etkilenme adına ve ısrarla okunmaz. Yazar ve kitabı, değerlendirilmesi için, okuyucuya nasıl katkı sağladığı için, okuyucunun düşünceleri ile ne kadar örtüşüyor, ne kadar örtüşmüyor tartmak için okunur ve değerlendirilir. Olumlu ve olumsuz yönleri ortaya konur.

İster halkın anlayabileceği, isterse anlayamayacağı dilde yazılsın; akademik ve ilmi kitapları bir tarafa bırakırsak, yazı hayatında, başı edebiyatın çektiği bir “kaygılar dünyası” vardır. Uzamasın diye es geçiyorum. Bu kaygı okuyucunun değil, yazanın kaygılarıdır. Kitabın fiyatı dışında, okuyucu hiçbir zaman yazarın duyduğu kaygıları duymamıştır. Genelde dünya, özelde Türk edebiyatının nerede ise bütün kalemşörleri, hastalıktan, sürgünden, anlaşılamamanın verdiği psikolojiden, pervasızca dışlanmaktan, çileden, ıstıraptan ve beş parasız bu dünyadan ayrılmışlardır. Ama hasılatı onlardan sonraki “tevil nesil” toplamış, o nesiller de eserin özgün yapısını çarçur etmişlerdir. Bu satırları yazmama sebep olan Rahmetli Cemil Meriç hocadır. Bu vesile ile, Hocanın “Kırk Ambar Cilt I.” eserini okumanızı tavsiye ederim.

Ne Hace-i Evvel’ler gelmiş geçmiş bu alemden.

Hepsi de iz bırakmış dehalar ama, okuyucunun aklında değil, ilim irfan ve edebiyat dünyasına. Cemil Meriç Hoca diyor ki: “bir edebiyatçı, ilim irfan ve fikir adamı olmalı.” Allah Ona rahmet eylesin.

Beni, ekmek yediğim işte yetiştiren ustam da benzer şeyle söylerdi: “Rahle-i tedrisattan geçmeyen, heba olur.” derdi.

Meslekler belki farklı olabiliyor ama, matematiksel formül değişmiyor.

Bu arada çoğu kişiye yabancı olan Hace-i Evvel’in de manasını yazlım ve bu yazıyı şimdilik burada bırakalım!

“Hace-i Evvel: “Milletin ilmen, fikren ve irfan sahibi olarak terakki etmesi için, çeşitli bilgileri halkın anlayabileceği bir lisan ile yayan kimse.” Yani yürüyen ansiklopedi de diyebiliriz.

Bol okumalı ve sağlık dolu ömürler dilerim.

ETİKETLER: , , , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.