Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C
KADINLAR*
13 Mart 2024 09:25
164
A+
A-

EDUARDO GALEANO

197 SAYFA

💃Sevgili Lider Ersan , Azime Matlı , Gül Güleryüz ve Bahar Esen ile birlikte kadınlar üzerine çok güzel bir deneme kitabı okuduk. Kısa kısa, bir sayfayı geçmeyen bu hikayelerde çok ünlü isimlere de denk geldik, sıradan kadınlara da. Farklı coğrafyalardan, farklı hayatlardan pek çok kadın. Mücadele eden, dik duran, boyun eğmeyen, acılara göğüs geren kadınlar. Kısa hikayeler dedim ama okuması o kadarda kolay olmadı. Bir yandan gururlanırken bir yandan da kalbiniz sıkışacak. Son sayfayı kapattığınızda iyi ki okudum diyeceksiniz.

💃Biz beş kadını en çok etkileyen hikayelerden birer örnekle bitireyim yorumumu. Grup olarak tavsiyemizdir. Okuyun, okutun mutlaka.

💃Doria

1951 yılında Kahire’de bin beş yüz kadın parlamentoyu işgal etti.

Saatlerce orada kaldılar, çıkartılmalarının bir yolu yoktu. Parlamentonun bir yalandan ibaret olduğunu, çünkü halkın yarısının seçme ve seçilme hakkından mahrum olduğunu haykırıyorlardı.

Göğün temsilcileri olan dini liderlerin yanıtıysa gökten bile duyuldu: ” Oy kullanmak kadını alçaltır ve doğaya aykırıdır!”

Oy kullanma hakkını elde etmek için epey mücadele ettiler, ama en sonunda amaçlarına ulaştılar. Fakat hükumet bu hareketin sembolü konumundaki Doria Şhafik’i ev hapsine mahkum etti.

Bunda hiçbir tuhaflık yoktu. Neredeyse bütün Mısırlı kadınlar zaten ev hapsine mahkumdular. Babanın ya da kocanın izni olmadan bir adım bile atamıyorlardı ve birçoğu evden sadece üç vesileyle çıkıyordu: Mekke’ye gitmek için, kendi düğününe gitmek için ve kendi cenazesine gitmek için. (Bu öykü benim seçimim)

💃Beş Kadın

Yıl 1978, sadece beş kişilerdi. Beş kadın. Ters giden düzene başkaldırdılar.Ruhlarında ki engelleri olan korkularına başkaldırdıkları gibi. Tüm ülkeleyi etkilemeyi başaran bu kadınlara kulak vermenizi isterim. (Bu öykü sevgili Bahar’ın seçimi)

💃Alfonsina

Taşradan yırtık ayakkabıları, karnında bebesi ile geldiği Arjantin’de ne iş bulursa yaptı. Bulduğu kağıtların üzerlerine hep duygularını, şiirlerini yazdı.Orada düşünen kadının yumurtalıkları kurur. Kadın fikir üretmek için değil süt ve gözyaşı üretmek için, hayatı yaşamak için değil yarı kapalı pencereler arkasında seyretmek için doğar.

Ama o kadını kapalı pencereler ardına sokan erkekleri pretesto eden şiirleriyle erkekler dünyasına girip, Arjantin’in en meşhur erkek yazarları arasında kendini gösterip; KADININ GÜCÜ’ nü, kadının var olduğunu mücadelesiyle göstermiştir. (Bu özel hikaye sevgili Azime abladan.)

💃Harem Geceleri

Yazar Fatma Memissi, Paris müzelerinde, Henri Matisse tarafından yapılmış Türk odalıkların tablolarını gördü. Onlar zevk verici, duygusuz, itaatkar harem kadınlarıydı… Yazar Memissi tabloların tarihine bakıp, günle karşılaştırdı. Matisse’in onları resmettiği dönemde yani yirmili ve otuzlu yıllarda, Türk kadınları vatandaşlık haklarına sahiptirler. Üniversiteye ve parlamentoya giriyor, kendi istekleri ile boşanabiliyorlardı. Ama Avrupa’lıların hayal gücünde halen resimdeki gibiydiler. (Sevgili Lider ablamın seçimi)

💃Bir kadın yıkıntıların üzerine diz çökmüş arıyor

Düzenin güçleri top ateşiyle Maria Isabel de Mariani’nin evini yerle bir edip çocuklarını katleder, üç aylık torununu savaş ganimeti olarak elinden alırlar. Maria evinin yıkıntıları arasında çocuklarına ve torununa ait bir hatıra arar ama sadece bir plak bulur sağlam olarak. Herkes ondan uzaklaşır, kimse onunla konuşmaz. Ona telefon bile etmezler, çünkü onlara göre Maria huzur bozucuların annesidir. En yakın arkadaşları bile onu görünce yollarını değiştirir, ona “yalan dahi söylemezler”. Maria kimsenin yardımı olmadan evinin parçalarını kutulara doldurur ve bu kutuları çöpçüler büyük bir dikkatle, içlerinde kırık hayatlar olduğunu biliyormuşcasına özenle toplarlar. Maria Isabel, acı çekmeye başladığından beri gördüğü bu yegane şefkat için sessizce teşekkür eder onlara…(Bu hikayede sevgili Gül’den)

LÜTFEN KİTAP OKUYALIM!!!

Arzu ORTAÖREN

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.