Olmaz bazen. Çok isteriz, olduramayız , çok çabalarız yetersiz kalır. Olmaması için engelleri sayar bir bir aşabilmek için uğraşırız.Günlerce düşünür kendimizi parçalarız. Dostlarımızla konuşur yeni yöntemler ararız. Tüm engeller kalktı ortadan artık olacak deriz bir vakit sonra. Çünkü gereken tüm şartları yerine getirmişizdir. Olması gereken her şey yerli yerine oturmuştur. Huzurla artık olmaması için hiç bir sebep yok der arkamıza yaslanırız. Ama olmaz!
Olmadıkça hırslanıp, olması için daha çok harap ederiz kendimizi. Didinir dururuz, bir an önce olsun diye. Daha önce denememiş yöntemleri denemeye karar veririz . Yorulmadan dur durak bilmeden sadece olmasına odaklanarak devam ederiz yolumuza. Daha sert ve hızlı çalışmaya başlar başka hiç bir amaca odaklanamayız. Sanki bir duvar vardır önümüzde aşmak için. Hızlandıkça, hırslandıkça daha sert çarparız o duvara. Daha çok yanar canımız.
Bir gün gelir ki artık yorulmaya başlarız. Çarpmalar sonucu oluşan yaralarımız acımaya başlar artık. Vazgeçme hissine kapılırız. Lakin artık umursamamaya başlarız. Hissetmeyiz olmamasının verdiği acıyı. Hırs çağlayanı diner. Önemini kaybetmeye başlar. Zamanla unutma rüzgarına kaptırırız kendimizi . Hatta aklımızdan bile çıkar nedenini bile bilmediğimiz olmayan ne var ise.
Bir gün hiç alakası olmayan bir zamanda pat diye oluverir. Onca uğraşlara rağmen olmayan ve olması imkansız gibi gözüken hedef bir anda olmuştur hemde hiç çaba göstermeden. Mucizevi bir şekilde sahip olmuşuzdur istediğimize….
Daha önce okuduğum bir yazıda böyle durumlar için su sözü kullanıyordu bir yazar; ‘Bu hayatın size “bakarken soyunamıyorum” , demesi gibiydi .Zamana bırakmışızdır. Taşlar yerine yeni oturmuştur. Olma zamanı yeni gelmiştir. Olduğunda artık eski hevesimiz kalmış mıdır ? , bilinmez. Hayat bize çok önemli bir gerçeği azimle öğretmiştir. İşte, çalış ve zamana bırak.
Hiç bir zaman bir hedef uğrunda gösterdiğimiz özveri boşa gitmez. Hırs dozunda ve tadindayken güzeldir. Takıntı haline getirdiğimiz hırs bir süre sonra önümüzdeki en büyük engel haline gelir.
Unutmayalım…. Vakti gelmeden çiçek açtırmaya gücümüz yetmez. Vakti gelmeden çiçek açmadı diye üzülmek
faydasızdır. Vakit dolduğunda zaten onu toprakla buluşturmuş olmamız bile yeterli olacaktır.
Gözümüzü kör eden hırslarımız dan arınıp, baktığımız pencereyi genişletmeliyiz. O zaman göreceğiz ki aslında hayat gereksiz hırslarımızla vakit kaybetmek için çok kısa.
Kıymetli merhum Mustafa Amcam’ ın bir sözü vardı, düşündükçe yüreğime su serpmiştir çoğu zaman.
“Kadere inanlar, kederlenmezler!”
Yusuf Alper EVCİL