Girdim içeriye baktım, kimsecikler yok.
Köşede iki kişilik küçücük bir masa; hemen pencere kenarında.
Üzerinde meyvelerin resimleri olan renkli muşambadan örtü.
Oturdum, bildiğiniz klasik tarzda ahşap bir sandalyeye.
Yorulmuştum, açtım, biraz da kırık.
Derin bir, of… çektim fasıl misali,
gitsin değsin diye yaban gülüne!
Değdi mi, değmedi mi orası meçhul.
Garson dedim, garson…!
Yer sağır, gök sağır; duyan kimse yok.
Yumruklasam masayı,
ne günahı var!
Bekledim…bekledim…ama nafile. Çaresizlik, yorar, ezelden beri;
hiç’te iyi gelmez gönül ağrıma.
Kalktım ve yürüdüm tezgaha doğru.
Fütursuzca daldım barın içine
Dolaptan rakı ve soda
Bir de uzun ince bir ”yol”
Pardon! Bardak alıverdim.
Tam koyacağım rakıyı…
-Öf be anam,babam keyfe bak keyfe
Mekânın anahtarını da teslim etmemi istermisin, paşam?
Boy, pos, göbek, köstek yerinde.
Laci’mi desem,kurşuni’mi muamma
Bir yanıyor, bir dönüyor üzerinde elbisenin kumaşı.
Çok mu aramıştır, yumurta topuk
Sivri burun kundurayı.
Tabanlar kösele olmalı
Bu ses sade köseleye has.
Asker in topuk sesi gibi.
Sert ve tok…
Tak. .tak…tak
Öyle bir niyetim yok. Dedim
Maksadım aşırmak olsa, alıp götürür; dışarıda başka bir yerde içerdim.
O kadar ses verdim, gelen olmadı.
Ben de, illa ki burada oturup içmeyi yeğledim.
Varsa tarafınızdan kesilecek, maddi bir ceza kabulumdür.
Başım gözüm üzerine eyvallah.
Yok ! Polis çağırırım, jandarma çağırırım diyorsan; yol orada
seçim senin.
De hele şimdi bana; suçlumuyum, değilmiyim?
Bak birader, hem mekana izinsiz giriyorsun, hem de kafa tutuyorsun.
Bizim alemde buna rajon kesme derler biz bu ayaklara gelmeyiz;
aşağıdan al, bizde makul bulalım
sözlerini tatlıya bağlayalım muhabbeti.
Ben açık kalplilikle izah ettim durumu.
Koy kendini yerime, nasıl davranılması gerektiğine sen karar ver.
Ben masama gidip oturuyorum
Aç ve yorgunum.
Zamanı yeteri kadar harcadım, gereksiz konuşarak daha fazla harcamak istemiyorum.
Izgara türü yiyecek kırmızısından acılı ezme, birazcık humus bir kase cacık bekliyorum.
Rakımı da unutma sakın!
Sen mi getirirsin,
garson mu bulursun bilemem;
orası sana kalmış.
Hay sübhanallah!
Kızar mısın, güler misin.
Böylesi delisi dışına adamlara az rastlanır insan pazarında.
Hele dur bakalım altından nasıl bir Çapanoğlu çıkacak.
Bekle hazırlayıp geliyorum.
Beraber içeceğiz.
Dışını görüp anladık; bakalım içinde neler var onu da masada anlayacağız.
Eğer ki bir cılk çıkarsan oğlum
ondan sonrasını sen düşün
Bana rajon kesmek neymiş göstereyim sana.
…Ne zaman arzu edersen
olayım ya da olmayayım
Mekanı kendinin bil.
Seni tanıdığıma çok memnun oldum değerli dostum.
Dostum diyorum, zira bu geceden itibaren dostum olarak kalmanı ve size bu şekilde hitap etmeyi daha uygun görüyorum.
İyi geceler dostum, kalın sağlıcakla.
Nasıl? İnsan olmak ve anlaşabilmek ne kadar güzel öyle değil mi?
Çıkması muhtemel bir kavga sonrasında insanların hallerini ve mekanın gelebileceği durumu göz önüne bir getirin derim.
Necati AÇIKGÖZ
21/22 EYLÜL 2022
ANKARA- DİDİM yolculuğu